• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

3 K Nedir?

Beden Dili,Diksiyon insan hayatında önemli bir yer almakta,günümüzde,iş hayatımızda önem arz eden bir durumdur. Kimi insanlar da Diksiyon ve beden dilini konuşarak mesleklerini icra etmek zorundalar,mesela sanatçılar,spikerler,sunucular,show yapan...

Evet Nedim TAKTAK Hocam Sizi Tanıyabilirmiyiz?

"İki türlü izahı var bunun. Birincisi, kitaplarımda da yazan resmi biyografim. Afyonkarahisar'da doğmuş olmam, Bolvadin'de ortaöğretimi okumam, Sınıf Öğretmenliği ve Türkçe Öğretmenliğinde Lisans, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tezli Yüksek Lisans tamamlamam, Milli Eğitim Bakanlığında öğretmenlik, lider eğitimciliği, gençlik kampları koçluğu yapmam, alanımda seminerler vermem...

Uzun yıllar eğitim sektöründe çalıştıktan sonra, kitap yazmaya başlamam da bu sürecin bir parçası oldu. Ders kitapları ve eğitim üzerine kitaplarımız okuyucularıyla buluştu.

İkinci izaha gelirsek;

"Bana göre biyografi bu değildir. İnsanın acıları, hüzünleri, kederleri, yenilgileri, başarıları anılmadan, insanın olgunlaşmasının altlıkları oluşturulmadan, insanın kimliği ortaya çıkmaz. İnsanı insan yapan değerler veya insanı yüceleştiren ve alçaltan veya başarılı kılan veya hayat karşısında yenilgisine sebep kılan insanın hayat içinde karşılaştığı olaylar ve bunlar karşısında takındığı tavırlardır. Aşkları, yenilmeleri, düşmeleri, kalkmaları bütün bunlar insanı olgunlaştırır."

 

Görüntünün olası içeriği: yazı

1. 3 K Nedir?

 

3 K, Kendi Kendinin Koçu olmasının kısaltılmış halidir. Zamanım yok, param yok diyerek kendini geliştirmek isteyenlere Kendi Kendinin Koçu olma imkânı tanımadır. Kişi, hayatında başarıya ve mutluluğa ulaşmak için öncelikle Kendi Kendini Keşfetmelidir.  

Kişinin kendini tanıması, hangi alanlarda ne durumda bulunduğunu belirlemesi ve eksik olduğunu düşündüğü alanlarda kendini geliştirmeye karar vermesi, kişisel gelişim sürecinin başladığı andır. Kişisel gelişimin temeli kendini keşfetmekle başlar.

 

2. Güzel Konuşmak Neden Önemlidir?

 

Güzel konuşmak, bir sanattır. Herkes güzel konuşamaz. Doğru, güzel ve etkili konuşabilmek için, diksiyon bilgisi ve uygulamasına ihtiyaç vardır. Güzel konuşma, bir kimsenin başkaları karşısında, önceden planlanmamış bile olsa duygu, dilek ve düşüncelerini etkili bir biçimde anlatma becerisidir.

İyi bir konuşmacı, başkalarının konuştuğu sıkıcı gelen bir konuyu, cazip hale getirip herkesin dinlemesini sağlayandır. Kişinin kullanacağı üslup türü de güzel ve etkili konuşmasında önemli bir faktördür. Çünkü konuşmacı kullanacağı üslubu seçerken hitap ettiği kişi ya da topluluğun niteliğini göz önünde bulundurmak zorundadır.

Kafa (mantık) ve yüreğin (duygular) akordunu iyi yaparsak ağız denen enstrümandan doğru sesler çıkar. Kafa başka, yürek başka çalışırsa ağız nereye danışacağını şaşırdığından mutlaka saçmalar.

 

3. Konuşma Dilinin Önemi Nedir?

 

Günlük ihtiyaca cevap veren bir dil olan konuşma dili; düşünce ve duyguların bir kişiye ya da insan grubuna sözlü olarak iletilmesidir. Yüz yüze olduğu için insanlar arası iletişimde daha fazla etkilidir. Konuşma dilinde vurgu ve tonlama önemli bir yere sahiptir. Mimik ve jestler önemli bir yer tutar. Yörenin ağız ve şive farklılığını yansıtabilir. 

 

4. Yazı Dili ile Konuşma Dili Arasındaki Farkları Nelerdir?

 

Dil millî birliğin çimentosudur. Ayni dili konuşan insan toplulukları bir millet sayılırlar ve hemen her zaman ayrı, bağımsız bir devlet kurmuş bulunurlar. Konuşma dili samimiyetten, yazı dili resmiyetten gelir. Bu önemli bir farktır.

 Günümüz Türkçesinde İstanbul ağzına dayanan yazılı dil hem ortak dildir, hem de Türk yazı ve edebiyat dilidir. Genelde yazı dili ve edebi dil kavramları eşanlamlı kullanılmaktadır. Yazı dili yazım kurallarına, konuşma dili söyleyiş kolaylığına önem verir. Konuşma dilinde cümleler genellikle kısadır, yazı dilinde uzun cümleler vardır.

Yazı dilinde cümleler kurallıdır. Yüklem sonda bulunur. Konuşma dilinde ise devrik ve eksiltili cümleler çoğunluktadır. Bir ülkenin çeşitli konuşma dilleri ve ağızları bulunmasına karşılık yazı dili tektir. O ülkede yaşayan insanlar okuyup yazarken bu ortak dili kullanır.

Yazı dilindeki alfabe sistemi bütün sesleri göstermeye yetmez. Bu yüzden konuşma dilinde bazı seslerin farklı seslendirildiği görülür.

Yazı dilinde anlamı kolayca ifade etmeye yarayan noktalama ve imla kurallarının yerini konuşma dilinde vurgu, tonlama, duraklama gibi özellikler alır. Bu özellikleri kazandıran diksiyon sanatıdır.

 

5. Diksiyonun Önemi Nedir?

 

Diksiyon köken olarak Latince bir kelimedir. Güzel ve etkileyici konuşmak, dili tanımak, dili en etkili biçimde kullanmak, sesin yapısını inceleyerek konuşma sanatının gereklerini yerine getirmek gibi faaliyetlerin tümüne diksiyon denir. 

Diksiyon, insanoğlunun ağzından çıkanı kulağına duyurabilme sanatı değil, İnsanoğlunun aazından çıkanı kulaana duyurabilme sanatıdır.

Diksiyonun amacı yorumculuğa ulaşmaktır.  Söz söyleyeni anlatmaya alıştırmak, dinleyeni inandırmak ve heyecanlandırmak, dinleyenin hoşuna gitmek, konuşmada açıklık, gerçeklik ve güzelliktir.

Dünyayı yönetenler ikna edenlerdir. Emredenler de ya savaş çıkarırlar ya da savaşları yönetirler. Konuşarak evlenir konuşarak boşanırız. Konuşarak yönetir ve yönetiliriz. Hoş konuşmakla, boş konuşmak arasında ince değil çok kalın bir çizgi vardır. O çizgiye de dinleme terbiyesi denir.

Diksiyon; konuşma öncesinde alınan nefesle, nefesinizin oluşturduğu seslerle ve bu seslerin artiküle edilerek yani ağzınızda şekillendirilerek oluşturduğu kelimelerle ilgilenir. Ayrıca konuşmanızı süslediğiniz ve daha anlamlı hale getirmek için yaptığınız tonlamalar, vurgular da diksiyonun çalışma alanıdır. 

 

6. Diksiyonda Sesin Sağlığı Nasıl Olmalıdır?

Sesin insanın kişiliğini yansıtan önemli bir unsur olduğunu unutmayınız. Dalgınlık, yorgunluk, hastalık, korkaklık, zayıflık, çekingenlik, kendini beğenmişlik gibi nitelikleri konuşmaya yansıtmamaya özen gösterin. 

Ses; gırtlağın iki yanındaki tellerin yani ses tellerinin titreşimiyle oluşur. Gırtlak kasları, ses tellerinin uzunluk ve gerginliğini kontrol ederek titreşimi ayarlar. Sesin yanlış kullanımı sonucunda ses telleri hasar görebilir ve bunun sonucunda da bazı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Özellikle öğretmen, öğretim görevlisi, ses sanatçısı, santral operatörü veya işi gereği sürekli telefonla konuşmak durumunda olanlar ses sağlıkları için bu kurallara muhakkak uymalı ve gereğinde ses terapisti denetiminde ses eğitimi almaları çok önemlidir.

Birçok insan için şikâyet nedeni olmayan durumlar, ses sanatçıları, özellikle de opera sanatçıları için son derece sıkıntı verici sorunlar yumağı haline gelebilir. Şarkıcılarda en sık rastlanan hastalıklar olarak ses teli nodulu, ses teli polipi, ses teli kistleri, ses tellerinde doku aralarında koyu kıvamlı sıvı birikmesi -tıp dilinde buna “Reinke ödemi” adı verilir-, üst solunum yolları enfeksiyonları, mide sıvısının boğaza geri akması -tıbbi terimi “reflü”dür-, şarkı sesinin yanlış kullanılması, konuşma sesinin yanlış kullanılması, ses teli iltihabı, hipotiroidi, cinsiyet hormonu bozuklukları, genel sağlık sorunları ve ses teli harabiyeti sayılabilir.

Sağlıklı bir ses için bol su içmeli, bol oksijen almalı ve düzenli nefes egzersizleri yapmalıdır.

Ses tellerinizin iyi bir performans sergileyebilmesi için günde en az 2 litre sıvı tüketmeli, günde 8-10 bardak su içerek ses telleri için gerekli nemlendirme sağlanmalıdır.

Düzgün bir ses için yeterli hava almalısınız. Bunun için çok hızlı konuşmayın ve daha sık nefes alın. Burun yoluyla, derin ve karından nefes almak doğru bir teknik olacaktır.

Sağlıklı bir ses için sağlıklı bir beden mutlak gerekliliktir. Düzenli fizik egzersizleriyle hem vücut yapısı, hem gelişen iskelet ve kas yapısı nedeniyle solunum işlevini mükelleştirebilirsiniz.

 

7. Konuşma ve Konuşma Teknikleri Nasıl Olmalıdır?

 

İnsanları etkilemede önemli araçlardan biridir konuşma. Bu etkileme onların duygularını kamçılama, yanlış yönlere yöneltme biçiminde olmamalıdır. Yapıcı konuşma, dinleyicilerin inançlarını, değer yargılarını, düşüncelerini olumlu bir yönde değiştirmeyi amaçlar. Konuşmak yalnızca düz bir iletişim aracı değildir. Kişinin tüm duyguları yanı sıra tüm düşüncelerini de çevresine ulaştırabildiği en etkin yoldur. Etkili ve güzel bir konuşma yapmak, aynı konu hakkında yazı yazmaktan daha zordur. Güzel yazı yazan biri aynı derecede iyi bir konuşmacı olmayabilir.

 Muhatabınıza önem verin, saygılı olun ve övünmeyin. Samimî olun ve yapmacıklıktan sakının. Yere, zamana, duruma, muhataba uygun bir konu seçin ve boş konuşmayın. Çevrenizdekilere sık sık nasihat vermeye kalkışmayın. Konuşurken kelime seçimine, bunları doğru söylemeye ve üslûbunuza özen gösterin. 

Sesinizin tonunu, duygu ve düşüncenizin özelliğine göre ayarlayın. Bir sunuş konuşması yapmanız gerektiği zaman (konuyu ne kadar iyi bilirseniz bilin) mutlaka hazırlık yapın. Dinleyicilerinizle göz irtibatını kesmeyin. Konuşma sırasında bir noktaya, bir yere veya bir kişiye değil, dinleyicilerinizin hepsine ve her tarafa bakarak konuşun. 

 

 

8. Sesin Rengi, Tınısı Nasıl Olmalıdır?

 

Fonetik bilgisi seslerin çıkarılışını inceler. Diksiyon ise buna ek olarak daha geniş bir kapsamda, ses organlarının doğru sesleri çıkarabilecek şekilde eğitilmeleri üzerinde odaklanır. Tını, sesin rengini ifade eden bir terimdir. Sesin tınısı, aynı frekansta olduğu halde, kaynaklar farklı ise seslerin farklı olarak algılanmasıdır. Sesler arasındaki renk farkıdır. Aynı oktavda, aynı notayı (tonu), aynı yoğunlukta ve aynı uzunlukta çalan bir kemanla bir flüt arasındaki temel fark, tını farkıdır. Enstrümanları oluşturan bileşenlerin doğal frekanslarındaki farklılıklar, oluşan sesin farklı bir tınıda olmasını sağlar. Bu sayede, farklı müzik aletlerinden çıkan özdeş notaları kolaylıkla ayırt edebiliriz. Bu yönüyle diksiyon önemli ölçüde fonetiğe dayanır. Tını, sesin farklılığını ifade eder ve ses kaynağının cinsini belirlemeye yarayan ses özelliğidir. 

 

9. Beden Dilinin Konuşma Organları Nelerdir?

Beden dili tam olarak kelimeleri kullanmadığımız bir iletişim aracıdır. Ve beden dilini bilinçli olarak kullanan insan sayısı dünyada çok azdır. Beden dili hareketleri konusunda yeterli bilgiye sahipseniz, insanları da kitaplar gibi okuyabilirsiniz diye yanlış bir söylem var. Bunun sebebi insanlar kitaplar gibi durağan değildir yani değişkendirler ve bununla birlikte beden dillerini istedikleri zaman kontrol altında tutabilirler. 

El, kol, yüz ve tüm bedenimiz beden dili organları olarak sayılabilir. Beden dili, jestler ve mimiklerle gerçekleşir. 

 

10. Hitabet Nedir? Hitabet Sanat mıdır?

 

Bir fikri, bir davayı dinleyicilere benimsetmek, onları bu fikre, davaya inandırmak için söz söyleme sanatına hitabet denir. Bu işi yapan kişiye “hatip”, söylenene “hitabe, nutuk, söylev” denir. Siyasi, Askeri, Hukuki, Dinî ve Akademik olmak üzere çeşitleri vardır. 

Hitabet sanatı adı üzerinde bir sanattır. Sadece birilerine ait, sadece birilerinin yetenekleri kapsamında bir uygulama değildir, bu sanatı çalışan herkes başarır. Mutlaka ki doğuştan bu yeteneğe sahip insanlar vardır; fakat bu istisnai haller genel geçer kuralın önünde değildir. 

Hatip, kesinlikle doğrudan bir söyleyiş biçimi seçmelidir. Kişi zamirlerinin kullanılması konuşmayı resmilikten kurtarır, ona bir söyleşi havası katar.

Hatip yaptığı konuşmalarda cümleleri kısa tutmalı, uygun deyimler, küçük hikâye ve şiirlerden yararlanmayı tercih etmelidir. Kelimeleri seçerken dinleyicilerin durumunu, konunun özelliklerini göz önünde bulundurmalıdır.

Konuşulacak konuyu iyice araştırarak üzerinde iyice düşünmelidir. Gelişigüzel ve tekdüze konuşmalar dinleyiciyi sıkar. Konuşurken dile dolanan “efendim, efendime söyleyeyim, uzatmayalım, yani, anlatabildim mi” gibi sözler dinleyeni rahatsız eder.

Bazı kişiler tarafından söylenen “tamam mı, tamam, oldu, boş ver, şey, işte, hım, hı, e…” gibi sözler ağız alışkanlığı kazandırabileceği için söylenmemelidir.

Net olmayan, hızlı konuşmalar dinleyiciyi sıkar, dinleyici algılama problemi yaşar ve konuşma amacına ulaşamaz.

İçten, samimi, gerçekten söylenecek bir şeylerin olduğu bir yapıdır hitabet sanatı. Ne bir reklam konuşmasıdır, ne bir gereksiz eylemdir, ne de laf salatasıdır; hitabet, var olan durumları kitlelere anlatmak, onları, eğer gerek varsa, ikna etmektir.

11. Güzel Hitabet Örnekleri Nelerdir?

Asırlar önce hitabet sanatı üzerine yazılar yazanların isimlerine baktığımızda Sokrates, Plato, Aristo gibi ünlüleri görürüz.

Bir zamanlar batı ve doğu kültürlerinde en çok para kazananlar ve itibar görenler hatiplerdi. Romalı Kuintilyan, tarihçi Tasitis, Fançis Bacon, Arap yarımadasında Fenelope, İslam tarihinde Hz. Ali, Napolyon, Abraham Lincoln, Benjamin Franklin, Atatürk, Churchill gibi kimi yazar ve kimi devlet adamları başarılarını güçlü hatipliklerine borçludurlar. 

Örneğin Hz. Ali'nin Iraklılara yaptığı konuşma onlara cesaret vermiştir, Abraham Lincoln'ün Kuzey-Güney savaşlarında yaptığı meydan konuşmaları savaşın kaderini etkilemiştir. 

Benjamin Franklin'in Paris'teki ve İngiltere'deki etkileyici konuşmaları güçlü ve verimli Amerika Birleşik Devletleri'nin temellerini atmıştır. 

Samimi, inançlı ve mert devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, onca kargaşanın içerisinde, vatanın işgal edildiği yıllarda bölge bölge gezip Anadolu insanını Kurtuluş Savaşı'na hazırlaması onun dahi bir hatip olduğunu gösterir.Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar ve takım elbise

 

12. Topluluk Önünde Konuşma Korkusunu Nasıl Yenebiliriz?

 

Topluluk içinde konuşurken heyecanlanmak normaldir. Asıl anormal olan insanların karşısına çıkıp konuşurken heyecanlanmamanızdır. Birçok kişi için, topluluk önünde konuşmak en korkulu rüyadır. Elleriniz terliyor, ağzınız kuruyor, bacaklarınız titreyip sesiniz titriyor, kalbiniz hızla atıyor ve mideniz karıncalanıyorsa topluluk önünde konuşma korkunuz var demektir.

Eğer mizahi bir yönünüz varsa bunu kullanmaktan kaçınmayın. Hikâyeler sizi sadece bilgi veren bir insan imajından çıkarıp gerçek bir insan yerine koyar. Vermek istediğiniz mesajları kendi kişisel deneyimlerinize dayanarak aktarın. Konunuz ne kadar sıkıcı olursa olsun onu esprili bir hale getirmek için her zaman bir yol bulabilirsiniz. Tek bir yerde durmaktan kaçının. Sizin için ayrılan alanın mümkün olduğunca çoğunu kullanmaya çalışın. Hareket edin. Eğer küçük bir toplantı odasında veya bir masada konuşuyorsanız beden dilinizin güçlü olmasına önem verin.

Slaytlarınızla değil dinleyicinizle konuşun. Teknolojiyi yok sayarsak insanların asıl dinlemeye gelmelerinin nedeni sizsiniz.

Topluluk önünde konuşmak sizi çok zorluyorsa profesyonel yardım alın veya 3 K ile Diksiyon kitabımızdan yararlanabilirsiniz.

Topluluk önünde konuşmaya alıştıkça ve eğitim gördükçe, insanların karşısına çıkıp mesajınızı daha verimli bir şekilde ulaştırabilecek hale geleceksiniz. Tek yapmanız gereken bolca alıştırma yapmak. Hata yapmak çok normaldir. Herkes hata yapabilir tıpkı dinleyici gibi. Hatanızı kolayca düzeltmeniz dinleyicinizi rahatlatacak sizinle daha iyi bir bağ kuracaktır

 

13. Renkler ve Hayatımızdaki Yerleri Nelerdir?

 

Sevdiğimiz ve içinde rahat ettiğimiz renkler ve tonlar var. Bunlar, giysiden dekorasyona, el uzattığımız sezgisel seçimlerimiz aslında. Her bir renk titreşiminin bizlerde yarattığı fiziksel etkiler var. Kırmızıya maruz kaldığımızda kan basıncımızın artması, soğuk renklerde metabolizmanın yavaşlaması gibi. Renklerin, yaydıkları titreşimler yoluyla değişik hormonlar üzerinde farklı uyarıcı etkilerinin olduğu ve böylece ruh halimizi ve bedensel fonksiyonlarımızı etkiledikleri artık kanıtlanmış bir gerçektir. Hatta renklerin etkilerinden hareketle “kromoterapi” denilen bir tedavi yöntemi bile geliştirilmiştir. Renklerin bu boyutu aynı hem ruhsal, hem fiziksel tedavilerde kullanılmaktadır.

Tüm fast-food restoranlarının sandalye ve masaları kahverengiye, duvarları da yakın renklere boyanmıştır. Yiyen hemen kalksın, yeni müşteriye yer açılsın diye. Yeşil, güven veren bir renktir. Bankalar logolarında bu rengi çok kullanır. Siyah, konsantrasyonu en çok arttıran renktir. Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı almayan bir odada otururmuş. ABD’de bir okulun duvarlarının portakal renginden maviye çevrilmesi sonrası çocukların haylazlıklarının azaldığı da tespit edilmiştir.

 Talip AKSOY:Üstad Nedim TAKTAK ,Hicret Haber  ailesi olarak  bizleri bilgilendirdiğiniz için Teşekkürler ederiz.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar ve iç mekan

Kaynak: Hicrethaber /Talip AKSOY
491 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın