• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Tarih kokan şehir: Çanakkale

Metropol şehirlerin o kalabalığına o karmaşasına karşın Çanakkale sükûnetiyle ruhunuzu okşar.

Aynalı Çarşı’yı arkanıza alıp dar sokaklara daldığınızda birbirinden güzel peynir tatlısı yapan dükkânlardan birine mutlaka girme ihtiyacı hissedersiniz. Höşmerimden daha hafif fırında yapılınca kadayıf imajı verilen Kemalpaşa tatlısının bir diğer adıdır. Kimine göre sade kimine göre dondurmayla daha lezzetli bir tatlı. İlk yediğimde: “Bu da ne? Tatlı ve tuzlu bir araya gelirde tatlı mı olurmuş.” Dediğim ama daha sonra bende bağımlılık yaratan tatlı.

Rüzgârı adam ağlatırken temiz enerji olarak kendini gösterdiğinde ekonomik açıdan yüzümüzü güldürüyor. Güldürmesine güldürüyor ama rüzgâr gülleri (okudukça ve bilgilendikçe) artık eskisi gibi sempatik gelmiyor bana. Türbinlerin büyümesiyle sorunları da büyüyor. Özel şirketlerin kazanç hırsıyla bu türbinleri yaşam alanlarının içine kadar sokması da çabası.

Örneğin tüm Türkiye'de şu ana kadar kurulan türbinlerin sayısı kadar önümüzdeki dönemlerde Ezine ve Ayvacık'ta kurulması planlanıyor. On yıl sonrasını varın siz düşünün. Gelecek çok hızlı gelir. Gelibolu Yarımadasındaki şehitliklerde ruhunuzu dinlendirebileceksiniz. Assos, Bozcaada ve Gökçeada ile kendine hayran bıraktırır. Gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel. Dünyayı yenenlerin yenildiği şehirdir Çanakkale.

Belki de Türkiye'nin en güzel semasına sahip şehir. Ağustos ayında inanılması zor büyüklükteki dolunay nazlana nazlana semada arzı endam eder. Öyle güzel öyle büyük ve öyle aydınlıktır ki bir an oturduğunuz salonun kapısından içeri girecekmiş gibi hissedersiniz. Ya ona şımarıkça eşlik eden, oradan oraya kayan yıldızlara ne demeli. Sizi bilmem ama ben buna, “Gökten yere inen cennet yolu” diyorum.

Gökte yıldızların dansı, yerde yardım sever belediyesinin kendine hayran bırakan sosyal sorumluluğu. Yazın özellikle büyük şehirlerde zaman zaman su bulmakta zorlanan minik dostlarımıza, Çanakkale’de direk belediye tarafından korunup kollanıyor. Çanakkale Belediyesi Esenler Mahallesi'nde 800 metrekarelik araziye “kedi köyü” kurdu. Bu köyde minik dostlarımız kışın soğuktan yazın aşırı sıcaktan korunuyor. Veterinerlik hizmeti de veriliyor. Bungalov tipi kedi evlerinin yanı sıra bu minik dostlarımız sıkılmasın diye oyuncak tahsis ediliyor. Sokak hayvanlarının son dönemde gördüğü onca eziyetleri görünce, bize de Çanakkale Belediyesi tarafından bu minik dostlarımıza uygulanan bu pozitif ayrımcılık için teşekkür etmek kalıyor.

Benim gibi teoride kendini hiç bir yere ait hissetmeyen göçebe bir ruh tarafından, dışında olsam da kendimi oranın bir parçası hissettiğim yer. Şehir merkezindeki plajları, yürüyüş ve ulaşımı ile engelliler için engellerin kaldırıldığı şehir. Bu yönüyle her tatil döneminde yolumun düştüğü, her tarafını karış karış gezmekten keyif aldığım bu şehirden arabalı vapurla uzaklaşırken denizden hüzün kokusu alırsınız.

Ve arkanıza dönüp: “Bir gün, bir daha geri dönmemek üzere tekrar geleceğim” dersiniz kendi kendinize.

Evet, Çanakkale kendini özletir…

208 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın