• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

“Bütün Hayvanlar Eşittir Ama Bazı Hayvanlar Daha Eşittir”

İkinci sefer okuduğum Orwell’ın bu eserinin alt başlığı ”Bir Peri Masalı”. Gerçekten de bir masal gibi okuyabilirsiniz.

Olay Bay Jones’un çiftliğindeki en saygın domuzun -Koca Reis’in- gördüğü bir rüya ile başlar. Tüm hayvanları toplayıp bir konuşma yapan Koca Reis’in dedikleri hemen hak verilecek türdendir. Ezilen, hor davranılan hayvanların sefillik dolu hayatından bahsedip ”Peki bu durum doğanın bir yasası mıdır?” der. Değildir elbette, hayvanların da hakları vardır. Onlar da İngiltere’nin bereketli topraklarından, güzel havasından suyundan faydalanmak isterler. Bu yoldaki tek engelleri hiçbir şey üretmeyen zorbalığın kaynağı insanoğludur. Ayaklanmanın tohumlarını atan Koca Reis öldükten sonra, onun izinden gitmeye kararlı bir çiftlik dolusu hayvan kalmıştır geride. Hayvanların en zekileri olan domuzlardan üçü Reis’in düşüncelerini öğretiye dönüştürürler: Animalizm. Cemil Meriç ”İzm’ler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir.” demiş. Haklılığını kitabın her sayfasında görebilirsiniz.

Sonunda aç kalan, üzerine bir de kırbaç yiyen hayvanların sabrı taşar ve devrim gerçekleşir. Orwell ”Eğer umut varsa proleterlerdedir.”, Müslüm Baba ise ”Yakarsa dünyayı garipler yakar.” demiş. Aklın yolu bir vesselam. Böylece hayvanlar çiftliğin yönetimini ele geçirir.

Sonrasında domuzlar tarafından kararlar alınır, vaatler verilir. Nedense kuralları çiğneyen, kendileri için esnetenler de yine domuzlar olur. Her durum için de makul bir açıklamaları vardır. İtiraza yer bırakmayacak şekilde hitabet sanatının en güzel örnekleri sergilenir. Güce sahip olan domuzlar arasında dün kahraman ilan edilen yoldaşlar bugün 1 numaralı düşman olarak duyurulur. Hayvanlar unutkandır, dahası karmaşık işlere de pek akıl erdiremezler. Onlar için özgür oldukları düşüncesi bile yeter. Başlarında bir insanoğlunun olmayışı tüm çarpıklıkları görmezden gelmelerine neden olur. Eskisinden daha mı çok çalışıyorlar, daha mı az yemek yiyorlar, vaat edilenler yapılıyor mu? Bir süre sonra hatırlayamadıkları ayrıntılar olmaya başlar.

Zaman zaman ses çıkaranlar da olur ve bu tip girişimler cezasız kalmaz. Ajanlıkla suçlananların, itirafçıların kanlarıyla sulanan çiftlikte bir şeylerden şikayet etmek haliyle cesaret ister.Gösterilen yeni hedeflerin, elde edilen küçük başarıların gölgesinde ağır çalışma şartları sürer de sürer. Yaşanan hezimetler ustalıkla bir zafer gibi gösterilir. Belagatın nimetleri yiyecek sıkıntısını örtbas edebilir. ”Kısıntı” yerine ”yeniden ayarlama” diyerek, eskisinden daha iyi bir hayat yaşadıklarını belgelerle anlatarak bir nevi uyutulur çiftlik.

Koca Reis bu yola çıkarken insanoğluna zalim demiştir. Onun izinden giden domuzlarsa zamanla insana dönüşmüştür. Mazlumun zalimleşmesi tamamlanmıştır tamamlanmasına ama çözüm nedir? Yeni bir devrim mi? Bu sefer atlar ayaklanıp domuzların hakimiyetini mi sonlandırmalıdır? Bunun cevabını kitapta da hayatta da bulamayız. Kim gücü ele geçirdiğinde bile adil ve eskisi gibi kalacak bilemeyiz. İşte bundandır masal gibi okunabilecek bir kitabın gönlümü karartması. Yine de siz siz olun insan mı yoksa domuz mu olduğu anlaşılamayanlardan uzak durun! Hele de sebebi ne olursa olsun ”Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.” gibi bir anlayışa sahip olanlardan hızla uzaklaşın. ”Daha eşit” diye sunulanlar siz olsanız bile!

  • George Orwell – Hayvan Çiftliği
  • Can Yayınları – Roman
  • 152 Sayfa
  • Çeviri: Celal Üster
neokuyorum.org
321 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın