• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Yunanistan tarih belirledi

Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'e savaş gemileri sevk ettiğini yazan Yunan medyası, Atina'nın harekete geçmeye hazırlandığı tarihi sayfalarına taşıdı. Yunan Savunma Bakanı'nın Türk savaş gemisi tarafından püskürtülen fırkateynin kaptanıyla yaptığı konuşma

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e yaptığı çıkarma ve Oruç Reis sismik araştırma gemisinin manevraları, Yunanistan gündemindeki sıcaklığını koruyor.

Ankara'nın hamlesine karşılık veremeyen, ABD ve Avrupa Birliği'nden de (AB) beklediği desteği alamayan Atina yönetimi, Türkiye ile yeniden masaya oturmak için bir tarih belirledi.

Bu tarih 24 Ağustos, yani NAVTEX ilanının bitişinden bir gün sonrası. Kathimerini gazetesi, Türkiye'nin halen Ege ve Akdeniz'e donanma sevkiyatı yaptığını bildiriyor.

Gazeteye göre, Türkiye'nin hamlelerinde önümüzdeki birkaç günde bir değişiklik yaşanmaması halinde Yunanistan ve Güney Kıbrıs AB'nin 27-28 Ağustos'taki zirvesinde yaptırım talep edecek. Yunan medyası, dün de Türkiye'nin NAVTEX'in bitimine bir haftadan az bir süre kala Oruç Reis araştırma gemisi ve filoyu geri çekeceğine dair bir sinyal olmadığını yazdı.

Yunan medyası, Türkiye'nin Güney Kıbrıs açıklarında yeni bir araştırmaya girişerek Avrupa Birliği'ne (AB) meydan okuduğunu yazıyor. Haberlerde sözü edilen alan, Güney Kıbrıs'ın güneybatısı.

Ankara'nın Doğu Akdeniz'de Kanuni gemisiyle üçüncü bir aramaya hazırlandığını belirten Kathimerini, Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos'un Türk savaş gemileri tarafından püskürtülen Limnos fırkateyninin kaptanıyla yaptığı konuşmaya da sayfalarında yer verdi.

Habere göre, Bakan Panagiotopoulos Limnos'un kaptanı binbaşı Ioannis Salaries'le yaptığı telsiz görüşmesinde "Adamsın kaptan, tebrik ederim" ifadesini kullandı. 12 Ağustos'ta Oruç Reis'in önünü kesmeye çalışan fırkateyn, Kemal Reis savaş gemisinin devreye girmesiyle geri çekilmişti.

To Vima gazetesi ise, Başbakan Kiryakos Miçotakis'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Alexandros Diakopoulos'un bu sabah yaptığı açıklamaları okuyucularına aktarıyor. Open televizyonuna konuşan danışman Diakopoulos, Oruç Reis'in Yunan kıta sahanlığında araştırma yaptığını ve alan belirlediğini savundu, geminin serdiği kabloları hatırlattı:

"Evet, konu daha da karmaşık. Oruç Reis araştırma yaptı ancak asıl amacı araştırma değildi. İlk günlerde ne araştırma yaptı ne de kablo serdi, hiçbir şey duymadık. Çünkü su altından dinliyorduk."

Yunan basını, bu açıklamaya karşın uzmanlara göre Oruç Reis'in hayli eski ekipmanlara sahip olmasına rağmen sismik araştırma yapabilme yeteneğinin olduğunu söylüyor. Hidrokarbon araştırması için önce 200 ila 1200 kilometrekarelik bir alan izole ediliyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçen hafta Doğu Akdeniz'e asker göndereceğini ilan etmesinin üzerinden 24 saat geçmeden, Yunanistan ve müttefiki Fransa Girit açıklarında ortak tatbikata girişti.

Perşembe günü saatlerinde başlayan tatbikatta birçok Yunan fırkateyninin yanı sıra Fransız filosunda helikopterlerin havalanabildiği FS Tonnerre tipi bir savaş gemisi de vardı. Tatbikatta ayrıca Girit'teki Suda'ya inen iki Fransız Rafale jeti de yer aldı.

Yunan basını, Paris ve Atina arasındaki askeri pazarlıkları Temmuz ayında manşetten duyurmuştu. Haberlere göre, taraflar son model Belh@rra model iki fırkateynin Fransa'dan alınmasını masaya yatırmıştı.

İlk fırkateynin teslimatı için 2024 yılı konuşulurken, Yunan medyası Atina'nın yaklaşık 3 milyar dolarlık proje için ekonomik darboğaz nedeniyle 300 milyon euroluk bir ödeme yapacağını da aktarmıştı.

Türkiye'nin Mayıs ayı sonunda Akdeniz'deki yeni ruhsat başvurularını Resmi Gazete'de yayımlaması ve Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından paylaşılan haritalar, Yunanistan'ı paniğe sürükledi. Uluslararası destek arayışına giren Atina yönetimi, Girit ve Rodos açıklarındaki muhtemel faaliyetlerden korkarak Fransa ile askeri tatbikata girişeceği sinyalini vermişti.

Türk Dışişleri, bu hafta başında ise Ankara'nın Birleşmiş Milletlere (BM) bildirdiği Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları içinde Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyet yürüttüğü bölgeyi gösteren haritayı paylaştı.

Twitter hesabında haritaya yer veren Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, "Yunanistan ana karasına 580 kilometre uzaklıktaki Kastellorizo (Meis) adlı 10 kilometrekarelik Yunan adası nedeniyle Yunanistan, 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı talep ederek, Oruç Reis'i durdurmaya ve Doğu Akdeniz'i Türkiye'ye kapatmaya çalışmaktadır" dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın Pazartesi akşam saatlerinde yaptığı resmi açıklamada ise, Yunanistan'ın diyalog şansını kendi elleriyle kenara ittiği belirtilerek "Bölgedeki askeri varlığımız, herhangi bir tırmanmaya yol açma hedefi taşımamakta olup, tamamen, gerekmesi halinde meşru savunma hakkını kullanmaya yöneliktir. Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına tabiatıyla izin verilmeyecektir" denildi.

Yunanistan'ın Mısır ile 6 Ağustos Perşembe günü imzaladığı deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşma, Türkiye ile Yunanistan arasındaki müzakerelerin yeniden askıya alınmasına neden oldu. Anlaşma, Girit ve Rodos adalarının kıtasahanlıklarının kısmen kullanılması şartıyla Mısır'ın kıtasahanlığı ile dikey bir koridor oluşturulmasını hedefliyor.

Ankara'nın 'korsan' olarak tanımladığı anlaşmanın resmiyet kazanabilmesi için, iki ülke parlamentolarında onaylanması ve ilgili koordinatların Birleşmiş Milletler'e sunulması gerekiyor. Yunanistan'da, Parlamento'nun bir an önce toplanacağı ve anlaşmayı onaylayacağını açıklandı. Mısır Parlamentosu'nun ise anlaşmayı iki aydan önce onaylaması beklenmiyor.

Türkiye ise, anlaşmanın ardından Oruç Reis araştırma gemisinin sismik çalışmalar için Akdeniz’e açılacağını, Pazartesi günü yayımladığı bir NAVTEX ile duyurdu. 10-23 Ağustos arası geçerli olacak NAVTEX kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki savaş gemisi de Oruç Reis’e eşlik ediyor. Yunanistan da aynı gün aynı bölge için NAVTEX ilan etti ve Türkiye'nin duyurusunun yasa dışı olduğunu kaydetti.

Almanya'nın başlatması beklenen arabuluculuk girişimi, Yunanistan’ın Mısır ile anlaşma yapması, Türkiye’nin de gemilerini yeniden ihtilaflı bölgeye göndermesi ile daha başlamadan son bulmuş oldu. Her iki tarafın denizde ve havada askeri varlıklarını artırıyor olmaları bölgedeki gerginliğin sıcak çatışmaya kadar varması riskini de beraberinde getiriyor.

Ege Denizi’nden kaynaklanan kıta sahanlığı, karasuları, adaların statüsü ve hava sahası hattı gibi konularda on yıllardır süren anlaşmazlıkların, özellikle son bir yılda Akdeniz’e de yayılması Ankara-Atina hattında çok daha sert bir sürecin başlamasına neden oldu.

Türkiye, 27 Kasım 2019’da Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma anlaşması ile Yunanistan’ın Girit, Karpathos ve Rodos adalarının güneyinde kalan bölgeyi kıta sahanlığı kapsamında gördüğünü ilan etmiş ve bu anlaşmayı BM’ye kaydettirmişti. Anlaşmanın uluslararası hukuka göre bir geçerliliği olmadığını savunan Atina, 1982 tarihli Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre adaların kıta sahanlığı hakları olduğunu, Türkiye’nin ortaya koyduğu haritanın Yunanistan’ın egemenlik haklarını çiğnediğini ilan etmişti.

Avrupa Birliği (AB) de Yunanistan’ın açıklamalarını desteklemiş, Türkiye’nin 'yasa dışı' olarak tanımladığı hidrokarbon çalışmalarını durdurmasını talep etmişti. Siyasi alanda yaşanan bu gerilime rağmen, 2019’un ikinci yarısından itibaren Ankara ile yeni kurulan Atina hükümeti arasında diyalog kanalları açık tutuldu. Ancak Yunanistan’ın Fransa ile Türkiye arasında son dönemde giderek gerilen ilişkileri kendi lehine kullanma çabası ve başta AB olmak üzere uluslararası platformlarda köşeye sıkıştırmaya çalışması Ankara’nın tepkisini çekti.

Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'e savaş gemileri sevk ettiğini yazan Yunan medyası, Atina'nın harekete geçmeye hazırlandığı tarihi sayfalarına taşıdı. Yunan Savunma Bakanı'nın Türk savaş gemisi tarafından püskürtülen fırkateynin kaptanıyla yaptığı konuşma ise, ibretlik!

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e yaptığı çıkarma ve Oruç Reis sismik araştırma gemisinin manevraları, Yunanistan gündemindeki sıcaklığını koruyor.

Ankara'nın hamlesine karşılık veremeyen, ABD ve Avrupa Birliği'nden de (AB) beklediği desteği alamayan Atina yönetimi, Türkiye ile yeniden masaya oturmak için bir tarih belirledi.

Bu tarih 24 Ağustos, yani NAVTEX ilanının bitişinden bir gün sonrası. Kathimerini gazetesi, Türkiye'nin halen Ege ve Akdeniz'e donanma sevkiyatı yaptığını bildiriyor.

Gazeteye göre, Türkiye'nin hamlelerinde önümüzdeki birkaç günde bir değişiklik yaşanmaması halinde Yunanistan ve Güney Kıbrıs AB'nin 27-28 Ağustos'taki zirvesinde yaptırım talep edecek. Yunan medyası, dün de Türkiye'nin NAVTEX'in bitimine bir haftadan az bir süre kala Oruç Reis araştırma gemisi ve filoyu geri çekeceğine dair bir sinyal olmadığını yazdı.

Yunan medyası, Türkiye'nin Güney Kıbrıs açıklarında yeni bir araştırmaya girişerek Avrupa Birliği'ne (AB) meydan okuduğunu yazıyor. Haberlerde sözü edilen alan, Güney Kıbrıs'ın güneybatısı.

Ankara'nın Doğu Akdeniz'de Kanuni gemisiyle üçüncü bir aramaya hazırlandığını belirten Kathimerini, Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos'un Türk savaş gemileri tarafından püskürtülen Limnos fırkateyninin kaptanıyla yaptığı konuşmaya da sayfalarında yer verdi.

Habere göre, Bakan Panagiotopoulos Limnos'un kaptanı binbaşı Ioannis Salaries'le yaptığı telsiz görüşmesinde "Adamsın kaptan, tebrik ederim" ifadesini kullandı. 12 Ağustos'ta Oruç Reis'in önünü kesmeye çalışan fırkateyn, Kemal Reis savaş gemisinin devreye girmesiyle geri çekilmişti.

To Vima gazetesi ise, Başbakan Kiryakos Miçotakis'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Alexandros Diakopoulos'un bu sabah yaptığı açıklamaları okuyucularına aktarıyor. Open televizyonuna konuşan danışman Diakopoulos, Oruç Reis'in Yunan kıta sahanlığında araştırma yaptığını ve alan belirlediğini savundu, geminin serdiği kabloları hatırlattı:

"Evet, konu daha da karmaşık. Oruç Reis araştırma yaptı ancak asıl amacı araştırma değildi. İlk günlerde ne araştırma yaptı ne de kablo serdi, hiçbir şey duymadık. Çünkü su altından dinliyorduk."

Yunan basını, bu açıklamaya karşın uzmanlara göre Oruç Reis'in hayli eski ekipmanlara sahip olmasına rağmen sismik araştırma yapabilme yeteneğinin olduğunu söylüyor. Hidrokarbon araştırması için önce 200 ila 1200 kilometrekarelik bir alan izole ediliyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçen hafta Doğu Akdeniz'e asker göndereceğini ilan etmesinin üzerinden 24 saat geçmeden, Yunanistan ve müttefiki Fransa Girit açıklarında ortak tatbikata girişti.

Perşembe günü saatlerinde başlayan tatbikatta birçok Yunan fırkateyninin yanı sıra Fransız filosunda helikopterlerin havalanabildiği FS Tonnerre tipi bir savaş gemisi de vardı. Tatbikatta ayrıca Girit'teki Suda'ya inen iki Fransız Rafale jeti de yer aldı.

Yunan basını, Paris ve Atina arasındaki askeri pazarlıkları Temmuz ayında manşetten duyurmuştu. Haberlere göre, taraflar son model Belh@rra model iki fırkateynin Fransa'dan alınmasını masaya yatırmıştı.

İlk fırkateynin teslimatı için 2024 yılı konuşulurken, Yunan medyası Atina'nın yaklaşık 3 milyar dolarlık proje için ekonomik darboğaz nedeniyle 300 milyon euroluk bir ödeme yapacağını da aktarmıştı.

Türkiye'nin Mayıs ayı sonunda Akdeniz'deki yeni ruhsat başvurularını Resmi Gazete'de yayımlaması ve Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından paylaşılan haritalar, Yunanistan'ı paniğe sürükledi. www.milliyet.com.tr Uluslararası destek arayışına giren Atina yönetimi, Girit ve Rodos açıklarındaki muhtemel faaliyetlerden korkarak Fransa ile askeri tatbikata girişeceği sinyalini vermişti.

Türk Dışişleri, bu hafta başında ise Ankara'nın Birleşmiş Milletlere (BM) bildirdiği Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları içinde Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyet yürüttüğü bölgeyi gösteren haritayı paylaştı.

Twitter hesabında haritaya yer veren Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, "Yunanistan ana karasına 580 kilometre uzaklıktaki Kastellorizo (Meis) adlı 10 kilometrekarelik Yunan adası nedeniyle Yunanistan, 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı talep ederek, Oruç Reis'i durdurmaya ve Doğu Akdeniz'i Türkiye'ye kapatmaya çalışmaktadır" dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın Pazartesi akşam saatlerinde yaptığı resmi açıklamada ise, Yunanistan'ın diyalog şansını kendi elleriyle kenara ittiği belirtilerek "Bölgedeki askeri varlığımız, herhangi bir tırmanmaya yol açma hedefi taşımamakta olup, tamamen, gerekmesi halinde meşru savunma hakkını kullanmaya yöneliktir. Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına tabiatıyla izin verilmeyecektir" denildi.

Yunanistan'ın Mısır ile 6 Ağustos Perşembe günü imzaladığı deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşma, Türkiye ile Yunanistan arasındaki müzakerelerin yeniden askıya alınmasına neden oldu. Anlaşma, Girit ve Rodos adalarının kıtasahanlıklarının kısmen kullanılması şartıyla Mısır'ın kıtasahanlığı ile dikey bir koridor oluşturulmasını hedefliyor.

Ankara'nın 'korsan' olarak tanımladığı anlaşmanın resmiyet kazanabilmesi için, iki ülke parlamentolarında onaylanması ve ilgili koordinatların Birleşmiş Milletler'e sunulması gerekiyor. Yunanistan'da, Parlamento'nun bir an önce toplanacağı ve anlaşmayı onaylayacağını açıklandı. Mısır Parlamentosu'nun ise anlaşmayı iki aydan önce onaylaması beklenmiyor.

Türkiye ise, anlaşmanın ardından Oruç Reis araştırma gemisinin sismik çalışmalar için Akdeniz’e açılacağını, Pazartesi günü yayımladığı bir NAVTEX ile duyurdu. 10-23 Ağustos arası geçerli olacak NAVTEX kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki savaş gemisi de Oruç Reis’e eşlik ediyor. Yunanistan da aynı gün aynı bölge için NAVTEX ilan etti ve Türkiye'nin duyurusunun yasa dışı olduğunu kaydetti.

Almanya'nın başlatması beklenen arabuluculuk girişimi, Yunanistan’ın Mısır ile anlaşma yapması, Türkiye’nin de gemilerini yeniden ihtilaflı bölgeye göndermesi ile daha başlamadan son bulmuş oldu. Her iki tarafın denizde ve havada askeri varlıklarını artırıyor olmaları bölgedeki gerginliğin sıcak çatışmaya kadar varması riskini de beraberinde getiriyor.

Ege Denizi’nden kaynaklanan kıta sahanlığı, karasuları, adaların statüsü ve hava sahası hattı gibi konularda on yıllardır süren anlaşmazlıkların, özellikle son bir yılda Akdeniz’e de yayılması Ankara-Atina hattında çok daha sert bir sürecin başlamasına neden oldu.

Türkiye, 27 Kasım 2019’da Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma anlaşması ile Yunanistan’ın Girit, Karpathos ve Rodos adalarının güneyinde kalan bölgeyi kıta sahanlığı kapsamında gördüğünü ilan etmiş ve bu anlaşmayı BM’ye kaydettirmişti. Anlaşmanın uluslararası hukuka göre bir geçerliliği olmadığını savunan Atina, 1982 tarihli Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre adaların kıta sahanlığı hakları olduğunu, Türkiye’nin ortaya koyduğu haritanın Yunanistan’ın egemenlik haklarını çiğnediğini ilan etmişti.

Avrupa Birliği (AB) de Yunanistan’ın açıklamalarını desteklemiş, Türkiye’nin 'yasa dışı' olarak tanımladığı hidrokarbon çalışmalarını durdurmasını talep etmişti. Siyasi alanda yaşanan bu gerilime rağmen, 2019’un ikinci yarısından itibaren Ankara ile yeni kurulan Atina hükümeti arasında diyalog kanalları açık tutuldu. Ancak Yunanistan’ın Fransa ile Türkiye arasında son dönemde giderek gerilen ilişkileri kendi lehine kullanma çabası ve başta AB olmak üzere uluslararası platformlarda köşeye sıkıştırmaya çalışması Ankara’nın tepkisini çekti.

Türkiye, Yunanistan’ın Kıbrıs Rum tarafı ile Akdeniz’deki diğer kıyıdaş ülkeler Mısır ve İsrail ile hidrokarbon faaliyetlerini devam ettirmesi, bunu yaparken de Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını göz ardı etmesine tepki duyarak pozisyonunu sertleştirdi.

21 Temmuz'da Türkiye'den ilk NAVTEX

Türkiye, 13 Temmuz’da Fransa’nın girişimiyle toplanan AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısından bir hafta sonra 21 Temmuz’da 'denizcilere duyuru' anlamına gelen ilk NAVTEX’ini yayınladı ve Oruç Reis araştırma gemisinin Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı sınırları ve 2012 yılında TPAO’ya verilen ruhsat sahaları içinde kalan bölgede sismik araştırmalar yapacağını ilan etti.

Yunanistan ise Türkiye’nin araştırma yapacağı alanların kendi kıta sahanlığı içerisinde olduğunu açıklayarak, sert tepki vermişti. Egemenlik haklarını koruma konusunda geri adım atmayacağını bildiren Yunanistan’ın teyakkuza geçerek bölgeye savaş gemilerini göndermesi, bunun üzerine Türk Deniz Kuvvetleri’nin Oruç Reis’e sağlanan güvenliği artırması bir anda sıcak çatışma tehlikesinin doğmasına yol açmıştı.

Taraflar arasındaki gerginlik, AB Dönem Başkanı sıfatıyla devreye giren Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 22 Temmuz’da Erdoğan ve Miçotakis ile telefonda görüşmesi üzerine yatışmıştı. Ancak Ankara ve Atina arasında yeni bir diyalog sürecinin ilan edilmesinden bir gün sonra Yunanistan ile Mısır arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşması imzalandı. Anlaşmanın 6 Ağustos’ta ilan edilmesinin hemen ardından Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Yunanistan-Mısır anlaşmasının 'yok hükmünde' olduğu çünkü iki ülkenin deniz sınırı olmadığı kayda geçirildi.

Yunanistan-Mısır anlaşmasına siyasi tepkinin ardından Türkiye'nin ilk somut tepkisi, 10 Ağustos sabah saatlerinde yayınlanan NAVTEX ile verildi. Duyuru, Oruç Reis gemisi ile ona eşlik edecek Ataman ve Cengiz Han gemilerinin 23 Ağustos’a kadar çalışacakları alanların koordinatlarını kayda geçirdi. Türkiye’nin NAVTEX’inden sadece saatler sonra Yunanistan da bir deniz duyurusu yayımladı ve Türkiye’nin ilan ettiği alanların Yunanistan kıta sahanlığı içinde olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin NAVTEX’inin yasa dışı olduğunu savundu.

220 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın