• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Sevgi




 Dışsal rehber (toplum) içsel rehber (akıl ve vicdan) ile bir karar verir. Bize yol gösterir.

Sevgi duygusunun insan beyninin özel bir işleyişine bağlı olduğunun anlaşılması, sevginin değerini ve itibarını düşürür mü? Binlerce yıldır aşk, sanat, romantizm, kıskançlık olarak bilinen ve ‘insan ruhu’ olarak isimlendirdiğimiz kavram yeniden mi tanımlanacak?

Duygularımızın beynimizde biyokimyasal karşılık bulması, duygularla ilgili ölçü aletini keşfettiğimiz gerçeğine bizi yaklaştırdı. Hangi sevgi, hangi nefret, hangi değerler bizim çıkarımızadır, sorusuna artık beynimizi ölçerek karar verebileceğiz.

Duygularımızın fiziksel bir varlığının olması insanlık tarihinin hayranlık uyandıracak keşiflerinden birisi olmuştur. İnsan beynindeki karmaşık biyolojik süreçler ve sayısız bağlantılar, insanı doğru tanımamızda bize yardımcı olmaya başlamıştır. Bu konuda;

Birinci Buluş: Beynimizle diğer organlarımızın bir bütün içinde çalışması, komutlarını kimyasal enformasyon şeklinde dokulara göndermesi.

İkinci Buluş: Beynimizin zihin haline gelmesi. Beş duyu, duygular, düşünceler ve çevreden gelen uyaranları algılayıp, niyetlenmiş davranışa yönelmesi sosyal çevreyi gerektirir.

Üçüncü Buluş: Beynin, zihin haline geldikten sonra kendi kendini programlaması için zihinsel etkinliğe ulaşması ve kendini yenilemesinde üstün, aşkın bir güç gerektiği fikri…

Dördüncü Buluş:Sinirbilim hakkında çok şey bilen Batı felsefesinin yaşam hakkında çok şey bilen doğu felsefesine her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu…
Kaynak: Duyguların Dili