• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Neşe Akın ile çocuklara özel kitabı Kamera Obskura’yı konuştuk

Yazar, sinemacı, çevirmen Neşe Akın ile çocuklara görüntünün tarihinde şaşırtıcı bir yolculuk sunan kitabı ‘Kamera Obskura’ üzerine konuştuk…

 Neşe Hanım, sinema sektöründe çalışmayı bıraktıktan sonra kitap çevirmeye başlamış ve en çok çocuk kitaplarını çevirmeyi sevmiş. Şimdi 3,5 yaşında bir oğlu olan anne. Çocuk kitaplarını sevmesinde onun da payı çok…

Neşe Hanım, çocuklarla görüntünün tarihinde şaşırtıcı bir yolculuğa çıkıyor. Kitap, her ne kadar çocuklar için yazılsa da, ebeveynlerin de ilgisini çekiyor. Görüntünün tarihi yetişkinlerin de ilgisini çekiyor. Şimdi bizim de Neşe Hanım ile kısa, ama keyifli bir yolculuğumuz var.

Keyifli okumalar…

#evdeyimokuyorum

Neşe Akın ile çocuklara özel kitabı Kamera Obskura’yı konuştuk

YAZMAK, ÇİZMEK YA DA PİŞİRMEK; ELİME GEÇEN HER ŞEYLE İYİ KÖTÜ BİR ŞEYLER ÜRETMEYE ÇABA HARCARIM

 

- Neşe Hanım, merhaba! Bu hep ilk sorum: Neşe Akın kimdir? Kendi gözünden, kendini nasıl anlatır?

Merhaba. Ben bir sinemacı, çevirmen ve yazarım; tek çocuklu bekar bir anneyim. Doğup büyüdüğüm İstanbul’da yaşıyorum. Gezmeyi, tüm sanat dallarını, mutfakta bir şeyler yapmayı, el işlerini severim. Yazmak, çizmek ya da pişirmek; elime geçen her şeyle iyi kötü bir şeyler üretmeye çaba harcarım. Farklı bir şeyler üretebildiğimde mutlu olurum. Yine de bir x kuşağı üyesi olarak arayışa devam ederim. Hayatım boyunca beni en mutlu eden ve başkalarına dokunabileceğim bir uğraş bulma arayışım belki hiç bitmeyecek. Şimdiye kadar yaptığım her şeyin (sinema, çeviri, yazın vs.) bugün yazdığım çocuk kitaplarının ortaya çıkmasını sağladığını ve bundan sonra da beni yeni maceralara sürükleyeceğini biliyorum.

- Yazmaya nasıl başladınız?

Ortaokuldaki kızlar grubumuzda birbirimize komik notlar, mektuplar yazardık. Tek amacımız dalga geçmekti ve gerçekten çok eğlenceli şeyler çıkıyordu. Daha ciddi anlamdaki ilk hikâye denemelerimi lise yıllarında ve hemen sonrasında güzel sanatlar sınavlarına hazırlanırken yaptım. Sinema okumak istiyordum ve o dönemde yazdıklarım filmini çekmeyi hayal ettiğim kısa hikâyelerdi. Sinema okumaya başladıktan sonra senaryolar yazmaya devam ettim.

- Yazma rutininiz nedir?

İstikrarlı bir rutinim olduğunu söyleyemem. Ama çeviri yaparken de yazarken de disiplinli çalışmayı seviyorum. Genellikle kendime bir bitirme tarihi belirleyip o zamana kadar günde ne kadar çalışmam gerektiğini hesaplarım ve mümkün olduğunca bu programa uymaya çalışırım. Tabii kurmaca bir şeyler yazarken bu her zaman mümkün olmuyor. Hikâyenin seyrine göre tıkandığım zamanlar olabiliyor. Bunu aşmak için bir süredir “20 dakika” tekniğini uyguluyorum. Yazmaya oturduğumda, sonucun ne olacağına takılmadan 20 dakika kesintisiz yazma hedefi koyuyorum. Bazen gerçekten 20 dakika çalışıp bırakıyorum. Bazen de 2 saat boyunca aynı motivasyonla devam ediyorum. Bir proje üzerinde çalıştığım dönemlerde bilgisayar başında oturduğum zamanlar dışında, diğer gündelik işlerimi hallederken de yazacağım şeyleri kafamda kurguluyorum.

Neşe Akın ile çocuklara özel kitabı Kamera Obskura’yı konuştuk

KAMERA OBSKURA İÇİN İLKEL FOTOĞRAF MAKİNESİ DİYEBİLİRİZ

 

- Son kitabınız Kamera Obskura ile tanıştık sizinle. Nedir bu Kamera Obskura?

Kamera Obskura, Latince’de ‘karanlık oda’ demek. Bir kutunun yüzeylerinden birine açılan delikten giren ışınların kutunun dışındaki nesnenin görüntüsünü deliğin karşısındaki yüzeye yansıtmasıyla görüntünün aktarılmasını sağlayan bir icat. Daha yaygın bilinen adıyla, iğne deliği kamera. Fotoğraf ve sinema sanatlarının doğuşuna ilham veren kamera obskura için ilkel fotoğraf makinesi diyebiliriz.

- Peki onu yazmak nereden geldi aklınıza?

Aslında çocuk ve sinema temalı başka bir kitap projesi üzerinde çalışıyordum. Kumdan Kale Yayınları ile birlikte planladığımız bir projeydi bu. O dönemde Kumdan Kale ekibi çeşitli etkinliklerde sanat atölyeleri yapmaya başlayacaktı. Benim de çocuklarla sinema atölyesi yapmamı teklif ettiler. Atölye fikri düşünürken ilk aklıma gelen, kartondan kamera obskura yapmak ve çocuklara sinemanın doğuşunu anlatmaktı. Böylece atölyelere başladık. Çocukların çok ilgisini çektiğini görünce atölye içeriğini genişleterek kamera obskuranın tarihteki yolculuğunu anlatan bir kitap üretme fikri çıktı ortaya.

- Aslında bir bakıma çocuklar için bir tarih kitabı bu, değil mi?

Evet, zaten kitabın alt başlığı “Görüntünün tarihinde şaşırtıcı bir yolculuk”. Milattan önce 4. yüzyıldan itibaren insanoğlunun görüntü elde etme girişimleri başlıyor. Kitapta görüntüyü aktarma, kaydetme, yansıtma ve hareketli görüntü elde etme süreçleri ile görüntünün tarihini anlatmaya çalıştım. Bu süreçler fotoğraf makinesinin icadı, ilk fotoğrafın çekilmesi, sinema kamerasının icadı ve ilk film gösterimi gibi tarihteki pek çok ilki de içeriyor. Çocuklar kitabın sonundaki kronoloji bölümünde kamera obskuranın icadından sinemanın doğuşuna kadarki önemli gelişmeleri tarihsel sıralamayla görebilir.

Neşe Akın ile çocuklara özel kitabı Kamera Obskura’yı konuştuk

UMARIM ÇOCUKLAR DA KENDİ KAMERA OBSKURALARIYLA HAYAL DÜNYALARINDA GÜZEL YOLCULUKLARA ÇIKABİLİRLER

 

- İlk fotoğraftan öncesini, ilk fotoğrafın çekiliş hikâyesini, sonrasını bir zaman tünelinde gibi anlatıyorsunuz…

Şimdi çocuklar fotoğraf çekmek için cep telefonlarını ya da dijital makineleri kullanıyor. Bizim çocukluğumuzda 35mm film ile çekim yapılan kompakt makineler vardı. Çektiğimiz fotoğrafları fotoğrafçıya götürüp bastırırdık.

- Sizin ilk fotoğrafla tanışmanızın hikâyesi nedir?

Teknik olarak fotoğrafı öğrendiğim ve karanlık odada kendi baskımı ilk kez yaptığım dönem, yine güzel sanatlara giriş sınavlarına hazırlandığım dönemdi. Kendime ikinci el bir Zenit fotoğraf makinesi almıştım. Onunla çekim yapmaya çıkıp saatlerce dolaşarak fotoğraf çektiğimi ve sonra da çektiğim filmleri banyo edip bastığımı hatırlıyorum. Fotoğraf kâğıdının üzerinde görüntünün belirmesini izlemek çok heyecanlı olurdu.

- Siz ilk kamera obskuranızı ne zaman yapmıştınız? Bir gün bunu yazacağınızı düşündürmüş müydü?

Hatırlayamadım doğrusu. İlk origami kamera obskuramı çocuklarla yapacağım atölye öncesinde hazırlık olarak yaptım. Atölyelerde çocuklarla birlikte yaptığımız kamera obskuralarımızla görüntü elde etmeye çalışmak ve çocukların ilgisini görmek eğlenceli oluyor. Kartondan kamera obskura yaparken ortaya böyle bir kitap çıkacağını hiç düşünmemiştim. Benim için beklenmedik ve güzel bir sonuç oldu. Heyecanla ve şevkle yapılan her iş güzel sonuçlar getiriyor. Kitabın sonunda çocukların basit malzemelerle kamera obskura yapabilecekleri bir “kendin yap” bölümü var. Umarım çocuklar da kendi kamera obskuralarıyla hayal dünyalarında güzel yolculuklara çıkabilirler.

Neşe Akın ile çocuklara özel kitabı Kamera Obskura’yı konuştuk

YAZMA SÜRECİNDE BUNU HEDEFLEMEMİŞTİM; AMA KİTAP, YETİŞKİNLERİN DE İLGİSİNİ ÇEKTİ

 

- Karantina günlerimizde teknolojinin nimetlerinden bolca faydalanıyoruz hepimiz. Görüntü teknolojilerinin bundan sonraki geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Görüntü teknolojileri pek çok anlamda hayatımızı kolaylaştırıyor, renklendiriyor. Karantina günlerinde görüntülü telefon görüşmeleri sayesinde sevdiklerimizle hasret giderebiliyoruz, cep telefonlarımız sayesinde dünyada olup bitenleri takip edebiliyoruz. Görüntü teknolojilerinin geleceğiyle ilgili düşüncelerimi kitaptan alıntılayarak paylaşmak istiyorum:

“Belki de yakın bir zamanda sürücüsüz otomobillerimizde seyahat ediyor olacağız. O sırada akıllı gözlüğümüzü takıp film seyredebilir ya da geçtiğimiz yerler hakkında anında sesli ve görüntülü bilgi alabiliriz. Aynı anda arkadaşımıza telefon açmak için belki de sadece parmaklarımızı kıpırdatmamız yeterli olacak.”

- Peki gelelim şu duygusal soruya: Neden çocuk kitapları?

Benim için kendiliğinden gelişen bir süreç oldu bu. Sinema sektöründe çalışmayı bıraktıktan sonra kitap çevirileri yapmaya başladım. Ağırlıklı olarak çocuk serileri olmak üzere 80’in üzerinde kitap çevirdim. Çocuk kitapları çevirmek çocuk edebiyatını daha yakından tanımamı sağladı. Özellikle çocuk kitapları yazmak gibi bir hedefim yoktu aslında. Ama yazmayı seviyordum ve çeviri yaptığım yayınevlerinde birlikte çalıştığım editör ve yayıncılar yazmam için beni teşvik ediyordu. Bu yeteneğimi sinema alanındaki bilgi ve deneyimlerimle birleştirmek ve çocuklar için farklı içerikler üretmek beni motive etti. Kumdan Kale Yayınları’nın tercüme içerik üretmek yerine nitelikli yerel içerik üretme çabasıyla beni bu alanda teşvik etmesinin de çok önemli bir katkısı oldu. Bu anlamda birlikte çalışmaya ve yeni projeler üretmeye devam ediyoruz.

Tabii bu konuda oğlumun katkısını da eklemeliyim. Onun sayesinde son üç yıldır en sık okuduğum tür çocuk kitapları oldu. Kitapların çocuklar için önemini ve değerini daha iyi anlamamı sağladı. Böylece çocuk edebiyatına daha empatik, daha bilinçli bir gözle bakmaya başladım. Çocuk bakış açısını daha derinden anlamak ve inanılmaz hayal güçlerine tanık olmak benim için çok geliştirici ve ilham verici.

- Biyografinizde en çok çocuk kitaplarını çevirmeyi sevdiğiniz de yazıyor…

Evet, bu sorunun cevabını bir önceki soruda kısmen vermiş oldum. Otomotivden medikale, belgesel çevirilerinden edebi metinlere kadar çok farklı alanlarda çeviriler yaptım. Bunlar arasında en keyif alarak yaptığım işler çocuk kitapları oldu. Örneğin Caretta Çocuk Yayınları’ndan çıkan Zac Power ve Gölgekapan serilerinin çevirilerini yaparken bir sonraki kitabın gelmesini heyecanla beklerdim. Bir seriyi baştan sona çevirmeyi ve yazarın tarzına sadık kalabilmek için kafa yormayı seviyorum.

- Kitap çocuklar için olsa da, yetişkinlerin de ilgisini çekiyordur diye düşünüyorum. Yazarken bunu kurgulamış mıydınız?

Bu yorumu pek çok kişiden duydum. Kitabı, çocukları için alan ebeveynlerden bazıları kendilerinin de ilgiyle okuduklarını paylaştı. Yazma sürecinde bunu hedeflememiştim aslında; ama yazım ve görsel tasarım süreci tamamlandıktan sonra yetişkinlerin de zevkle okuyabileceğini düşündüm. Kamera obskurayı tarihsel süreç içinde her detayıyla ele alınca oldukça yoğun bir bilgi kitabı çıktı ortaya. Yetişkinlerin ilgisini çekmesini sağlayan şey de bu sanırım.

Neşe Akın ile çocuklara özel kitabı Kamera Obskura’yı konuştuk

HEP BİRLİKTE BU GÜNLERİ SAĞLIKLA ATLATABİLMEYİ DİLİYORUM

 

- Aynı zamanda sinema atölyeleri yapıp, kitap atölyelerinizde de kamera obskurayı konuşuyorsunuz. Bu süreci saymazsak atölyeleriniz devam ediyor muydu?

2020 başında kitabevlerinde yaptığımız atölyelerimize ara verdik. Atölyelere okullarda devam etmek üzere çalışmalarımız devam ediyordu. Bu arada 9 yaş için yine sinema temalı bir hikâye kitabı yazdım. Kitabın çizimleri tamamlanmak üzereydi ve Nisan ayında baskıya girmesi planlanıyordu. Maalesef salgın başlayınca atölyeleri ve yeni kitabı bir süreliğine askıya almak zorunda kaldık.

- Karantina sürecini nasıl geçiriyorsunuz? Üretkenliğiniz açısından özellikle nasıl geçiyor? Kitap yazıyor musunuz?

3,5 yaşında bir oğlum var. Okullar tatil olunca Adapazarı’ndaki köy evimize geldik. Burası babamın çocukluğunun geçtiği ve benim de çocukluğumda tüm yazlarımı geçirdiğim ev. Şimdi karantina günlerini oğlumla birlikte burada geçiriyoruz. Bu zor dönemi doğanın içinde geçirmek bizim için büyük şans. Yine de hayatımızdaki bu ani değişikliğin yarattığı kaygıyı biz de herkes gibi hissediyoruz. Günlerimiz genel olarak yemek, temizlik, oyun ve ev işleri ile geçiyor. Temel ihtiyaçları karşılamak için birlikte çaba harcıyoruz. Bu yoğun tempoda yazmaya pek fırsat kalmıyor; ama bu ortamda olmak, köy hayatını deneyimlemek çok besleyici ve ilham verici. Şehrin kaosundan uzakta olmak insanın özüne dönmesini sağlıyor.

Salgın nedeniyle hayatlarımızın değiştiği, alışkanlıklarımızı, hırslarımızı sorguladığımız bu dönemde dünyamızda dengeler değişecek gibi görünüyor. Bu süreçten ders alıp sağduyulu olabilmeyi ve hep birlikte bu zor günleri sağlıkla atlatabilmeyi diliyorum…

Damla Karakuş: Teşekkür ederim.

Neşe Akın: Teşekkür ederim.

Neşe Akın ile çocuklara özel kitabı Kamera Obskura’yı konuştuk

Kamera Obskura

Neşe Akın

Kumdan Kale

S.: 32

234 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın