• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Yılda 100 kitap okumanın sırrı

Zamanı ve isteklerimizi doğru yönetmeliyiz. Siz yılda kaç kitap okuyorsunuz?

Kaç yıl yaşarsak yaşayalım, ömrümüz kısacık. Modern dünyada hep bir koşturmacanın içinde kısacık ömrümüzden zamanlar çalıyoruz. Bir gün 24 saat ve biz sanki hep koşuyoruz. Bu koşuşturmacada kitap okumaya zamanımızın olmamasından yakınırken buluyoruz bazen kendimizi. Peki ne kadar düzenli yaşıyoruz? Bir disiplin içinde ilerlesek her şey başka olmaz mıydı?

İnsan vücudu ne yaparsa hep onu yapmaya devam etmeyi pek seviyor. İki gün hiçbir şey yapmadan durduğumuzda üçüncü gün oturduğumuz yerden kalmak zulüm gibi geliyor. Özellikle pandemi sürecinde bu durum üzerimize çoğunlukla yapışıp kaldı. Yani demek ki çok koşturduğumuzda da, oturduğumuzda da bazen bazı şeyleri yapmak için zaman bulamıyoruz. Öyleyse bu bizim algımızla ve düzenimizle ilgili.

 Hayat kısa, okumak istediğim çok kitap, izlemek istediğim çok film var. Sizde de öyle mi? Öyleyse bu konuda harekete geçmeli.

Peki siz yılda kaç kitap okuyorsunuz?

 

ÇİKOLATA PARÇACIKLI KURABİYE VE TURP DENEYİ

‘Çikolata parçacıklı kurabiye ve turp deneyi’ni psikolog Roy Baumeister ve arkadaşları 1998’de gerçekleştirdi. Bu meşhur deneyde üç gruba ayrılmış denekler gözlendi. 3 saat boyunca bir şey yiyemeyeceklerdi. İlk gruba parçacıklı kurabiye ve turp verildi. İsterlerse sadece turpları yiyebileceklerdi. İkinci gruba da kurabiye ve turp verildi. Ancak onlar özgür bırakıldı, istediklerini yiyebildiler. Üçüncü gruba ise hiçbir şey verilmedi. Bunların yanında üç grubun da görevi çözülmesi imkansız bir problemi çözmesi gerekiyordu. Deneklerin ne kadar dayanabileceğini gözlemleyen bu deneyde ilk pes eden birinci grup oldu. Kurabiye akıllarını o kadar meşgul ediyordu ki, dayanamamışlardı…

Kitap okumayı da işte buna benzetebiliriz. Okumak istiyoruz, evet; ama çevremizde bizi caydıran, aklımızı çelen çok kurabiye var. Haliyle çok kolay pes ediyoruz. Demek ki önce bu uyaranları ortadan kaldırıyoruz. Çevremizi ona göre düzenliyoruz ve her şeye belirli bir zaman ayırıyoruz.

KOLAYDAN ZORA BİR OKUMA DÜZENİ

Hayatımızda bir düzen oluşturmaya karar vermişken bin küsur sayfalık bir kitap bizi zorlayacaktır. Okunması daha kolay, sayfası daha az kitaplardan başlamalıyız. Bir liste yapabilir, konusuna ve sayfa sayısına göre kitapları gruplayabiliriz. Bazı türleri anlamak diğerlerine göre daha zor olacaktır. Özellikle bu dönemde doğru bir başlangıç olmaz.

Bununla birlikte okunmaya değer, bizim için doğru kitapları da seçmeliyiz. İlk 10 dakikada bizi içine çekmeyen kitap, muhtemelen aradığımız kitap değildir. Ya da bu kitap için daha zamana ihtiyacımız vardır. Onun için bir kitaba başlamadan önce size uygun olup olmadığına karar verin.

Örneğin kitaplarınızı 1-5 arasında oylayabilirsiniz. Sizin için 5’in altına düşmüş bir kitabı okumayın. Bundan birkaç yıl öncesine kadar kitaplara emek gözüyle baktığımdan elime aldığım bir kitabı yarım bırakmayı yazarına haksızlık görürdüm. Ancak yanıldığımı kabul ediyorum. Zaman çok daha değerli bir kavram. Onun için bir kitap elinizde çoğalıyor, sizi okumaktan soğutuyorsa o kitabı hemen bırakın.

Ayrıca kütüphanenizde tür zenginliğine de açık olun. Hep aynı tür kitapları okumak, ufkumuzda kısıtlı bir değişiklik sunacaktır. Bunun için bize en yakın sahafı, bağımsız kitapçıyı ziyaret edebilir, değerli öneriler alabiliriz. Hiç iyi bir polisiye okumadan, polisiye sevmediğimize karar veremeyiz. Üstelik kitaplar üzerine sohbet de en az okumak kadar lezzetli gelecektir…

ZAMAN KAVRAMINI DOĞRU KULLANIN

Zamanı doğru kullanmak çok önemli. Kitap okurken zaman sınırı koyabiliriz. Şöyle düşünelim, elimize aldığımız bir kitabı ortalama bir iki ayda okuyoruz. Ancak bu hep bir kopuş getiriyor. Olaydan, bilgiden bir kopuş.

Örneğin, 200 sayfalık bir kitapla başlıyoruz. Doğru kitap olduğuna karar verdik. Öyleyse bu kitabı okumak için kendimize 3 ya da 4 saat verelim. Ancak bu zaman diliminde başka hiçbir uyaranımız olmayacak. Bunu özellikle araştırma kitapları üzerinde deneyebiliriz. Belki kitabın tamamı bitmez; ama büyük bir bölümünü anlayarak bitirmiş oluruz.

Uyaranları etrafınızdan eksilttiniz. Bunun yanında eğer dikkati çabuk dağılan biriyseniz, okurken bir başka araştırmanın peşine de düşmemekte fayda var. Örneğin anlamını bilmediğiniz bir kelimeyi şimdi araştırmak yerine, not alıp daha sonra bakabilirsiniz.

Bu zaman sınırlaması ve hatta doğru kitap seçimi konuları içine dahil edilebilecek bir diğer şey de okuma hızı. Biliyorsunuz ki hızlı okuma teknikleri oldukça popüler. Bu teknikleri öğrenmek için yine bu konuda yazılmış kitapları okuyabilir ya da bir kursa gidebilirsiniz. Küçük bir öneri vermem gerekirse okurken mutlaka renkli kalemler kullanıyorum ve iç sesimi dağıtan renk sayesinde gözlerimle kelimeleri daha kolay ve hızlı takip ediyorum.

Bir diğer önemli konu da, özellikle araştırma yapıyorsanız her kitabı baştan sona okuyamazsınız. İşinize yaramayacak kısımları okumanız gerekmiyor. Tabii ki okuyup başka bilgiler de öğrenebiliriz. Ancak dikkatimizi dağıtıp süreci uzatacağımızı da bilmemiz gerekiyor. Şunu da kabul etmek gerek. Kitap aslında vermek istediğini size ortalama 20 ila 50 sayfada verebilir. Ancak bu kadar yazılırsa basılamaz.

Öyleyse 5 dakika kitabı gözden geçirebilir, içindekiler bölümünden işinize yarayacak konu başlıklarını işaretleyebilir ve kitabın sayfalarına ve alacağınız notlara göre ortalama 30 dakika ile 2 saat arasında kitabı okuyabilirsiniz.

Tüm bunlar kitap okumayı eğlenceli olmaktan çıkaracak gibi görünse de zamanla alışkanlığımıza dönüştüğünde her şey kendiliğinden olacak. Göreceksiniz. Ve o zaman romanları bile daha akıcı ve anlayarak okuyacak, daha çok hissedeceksiniz.

KİTAP HER YERDE OKUNUR

Kitap okumak için illa evde olmanıza, bir kafede bir yandan kahve yudumlamanıza, çimlerde uzanmanıza vs gerek yok. Kitap her yerde okunur. Sadece yolda okumak üzere çantamda taşıdığım kitabım var. Tüm gün dışarıdayken otobüste, vapurda, metrobüste, metroda boşa geçen o kadar zaman var ki! Özellikle büyükşehirde yaşıyorsanız, trafikli yollarda bir haftada bir kitap bitirmek mümkün.

Böylece kendimizi kitaplara adayıp daha çok düşünen, anlayan, konuşmasında bile okuduğu kitaplar hissedilen insanlara dönüşeceğiz. Harika bir yolculuk ve kendine varış değil mi?

160 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın