• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Reşit Güngör Kalkan ile Nuri Pakdil biyografi kitabı

Reşit Güngör Kalkan, dördüncü biyografi kitabı Nuri Pakdil – Çiçeklerden Bir Bazuka’yı anlatıyor…

Gaziantep’te bir ilkokulun müdürü olarak da görev yapan yazar Reşit Güngör Kalkan ile bu üçüncü röportajımız. Bu sefer bizi buluşturan Nuri Pakdil oldu. Nuri Pakdil – Çiçeklerden Bir Bazuka, Reşit Bey’in dördüncü biyografi kitabı.

On yıllık bir emek geçmişi olan bu kitap, daha birkaç gün önce raflardaki yerini aldı. Pakdil’in ölüm yıl dönümü haftasında da sizi keyifli bir röportajla buluşturmak istedim. Şimdi sırada Didem Madak var, biyografisini yazmaya hazırlanıyor. Şimdilik Pakdil hakkında kısa ve keyifli bir söyleşi için bir fincan kahveyi hazır edin de başlayalım.

Keyifli okumalar…

ASLINDA KİTABI YAZMAYA ON YIL ÖNCE BAŞLAMIŞTIM

- Reşit Bey merhaba! Bu sizinle artık üçüncü röportajımız. “Nasılsınız?” diye sorayım, başlayalım sohbetimize…

Merhabalar sevgili Damla Hanım. Evet, daha önce de iki güzel röportajımız olmuştu, bundan dolayı da tekrar teşekkür ediyorum. Çok şükür, iyiyim. Hayatımız özellikle okuma yazma merkezli olarak normal akışında devam ediyor. Gündemi yakalamaya, gündeme dair yorumlar yapmaya da ilgili mecralarda yine devam ediyoruz.

- Şu sıralar artık normalleşme sürecine geçsek de pandemi de devam ediyor. Kaleminizi, dünyanızı nasıl etkiledi? Bu süreç sizin için nasıl geçti/geçiyor?

Açıkçası, -belki aramızda kızacaklar olabilir- aslında uzun süreli ve ağır seyreden bu süreç arayıp da bulamadığım bir kapı araladı bana. Yayınevine yetiştirmem gereken iki önemli dosya vardı, öncelikle bunları bitirdim. Devamında ise birikmiş denemelerimden oluşan yeni bir dosyayı hazır hâle getirdim. Sanırım bu anlamda süreçten en kazançlı çıkanlardan biri de ben oldum.

- Yeni bir biyografi kitabı ile karşımızdasınız: “Nuri Pakdil – Çiçeklerden Bir Bazuka.” Bu kitabın yazım süreci nasıl geçti? Ne kadar sürdü? Tahmininizden uzun sürdü sanki…

Evet, kitap henüz birkaç gün önce yayımlandı. Doğrusu, merhum Nuri Pakdil üstadımızı anlatan bu eserimi sağlığındayken yazıp bitirmeyi çok isterdim. Fakat maalesef bu gerçekleşmedi. Bununla birlikte, aslında kitabı yazmaya tam on yıl önce başlamıştım. Çeşitli mücbir sebeplerden dolayı sürekli ötelemek durumunda kaldım tabii. Son üç yıl içerisinde de üzerinde çok daha fazla mesai harcayıp yoğunlaşarak son noktayı böylece koymuş olduk, çok şükür.

- Peki neden Nuri Pakdil?

Çünkü Türk edebiyatının en özgün yazarlarından biri olarak Nuri Pakdil mutlaka yazılmalıydı. Dil, imge, buluş, biçim ve anlam derinliği olarak Nuri Pakdil’in metinleri bir benzeri henüz oluşturulamamış, taklit edilememiş orijinallikler barındırmaktadır. Bu yönüyle bizim medeniyet algımızı, hayat görüşümüzü ‘asl’a bağlı kalarak yeniden yorumlamış müstesna bir kişilik olarak Nuri Pakdil’i yazmaktan daha tabii bir durum olamazdı. Yaşarken ve yazarken bulunduğu konumu koruyabilmiş ender yazarlardan biri olması da bu tavrımızda belirleyici unsurlar arasında yer almış oldu. Nuri Pakdil, Türkiye’de kaleminin namusuna sahip çıkmış birkaç isimden biri olarak bu çalışmayı fazlasıyla hak etmiş bir yazarımız, üstadımızdır.


“EY İNSAN, SENİ SAVUNUYORUM SANA KARŞI!”

- Kitabın adına nasıl karar verdiniz?

“Çiçeklerden Bir Bazuka” Nuri Pakdil’in bir cümlesi ve bu cümle aslında tam da kendi hayatına denk bir tutum olarak yansıyor. Özellikle yakın arkadaşlarının şahitliğinde, onun bir tavır ve dava adamı, bir devrimci karakter olarak ‘klas’ duruşu, hayatıyla tamamen örtüşüyor. Yazdıkları bağlamında kelimeleri, cümleleri âdeta bir “bazuka” gibi kullanıyor. Fakat aynı bazuka aslında çiçeklerden de oluşuyor bir bakıma. Çünkü Nuri Pakdil, insanı, yalnızca bir tek doğruya iman etmeye çağırıyor. Bu çağrı çiçeklerle süslenmiş oluyor çoğunlukla. Bu yüzden, “Ey insan, seni savunuyorum sana karşı!” cümlesini kendisinden başka kurabilmiş bir tek yazar yoktur Türk edebiyatında.

- Pakdil hakkında ulaştığınız en şaşırtıcı bilgi neydi? Sizi en çok ne etkiledi?

Bilgi olarak değil belki, fakat tavır olarak davasının çizgisi üzerinde “sebat etmesi”, bir tek adım dâhi olsun geriye düşmemiş olması oldukça şaşırtıcı gelmişti. Özellikle sistemden kaynaklanan ve insanı “bozan” ne varsa hırsla saldırıyor olması, bu bakımdan ilginçti gerçekten. Dedik ya, “tavır adamı” kimliğini son nefesine kadar koruyabilmiş müstesna bir isimdir. Vefat ederken dâhi, “Bütün dava arkadaşlarıma devrimci selâmlarımı sunuyorum.” demişti, ki bu onun son sözleri olmuştur.

- Kaynaklarınıza nasıl ulaştınız? Nelerden faydalandınız?

Çoğunlukla yayınlanmış belgeler yanında ilk defa yayınlanan belgeler bu aşamada faydalı oldu. Eserleri üzerinden bir kronoloji takip etmekle birlikte, kendisi hakkında yazılmış yüzlerce yazı arasında da biyografik unsurları bulup çıkarmak gerçekten çok zor bir uğraş olarak bu kitabın oluşmasına katkı sundu. Örneğin küçük bir detay olarak görülen bir durum biyografi açısından oldukça büyük bir kazanım olabiliyor. Askerlik terhis belgesi, diploma, öğrenci kimlik kartı filan… Bunun yanında şaşırtıcı tavırlar da yazılı olmadığı hâlde şahitler vasıtasıyla literatüre girmiş oluyor böylelikle.

DİDEM MADAK OKURLARI İÇİN BİR BİYOGRAFİ YAZMAYA KARAR VERDİM

- Yedi Güzel Adam da var mı bu kitapta?

Doğrudan olmasa bile dolaylı olarak evet, var. Fakat ana unsur, figür olarak Yedi Güzel Adam, bu çalışmayı sürükleyen isimler arasında elbette yok. Nuri Pakdil merkezli bir kitap bu ve onun bu merkezde bulunuyor olmasının hakkını, kayda değer olarak tamı tamına verdiğimi düşünüyorum.

- Kitap yazım sürecinde yaşanmış bir anınızı paylaşmanızı rica etsem sizden?

Evet, kitabın yazım aşamasında kendisiyle konuşmam gerekiyordu. Bu amaçla sevgili ağabeyim Necip Evlice’den randevu talebinde bulundum. Sağ olsun, kırmayıp kabul etti. Ankara’da, 22 Ocak 2019 tarihinde güzel bir görüşme gerçekleştirdim üstadımızla. O nahif anlatımı ve sevecen tavırlarıyla oldukça keyifli bir sohbet oldu böylece. Benim nazarımda müstesna anılarımdan biridir bu görüşme.

- Peki bir sonraki isim aklınızda oluştu mu, kimi yazacaksınız?

Elbette oluştu, bunu sosyal medyada da paylaştım: Didem Madak. Bundan sonra Didem Madak okurları için bir biyografi hazırlamaya karar verdim. Hatta yazmaya başladım bile. Önemli kadın şairlerimizden biri olarak Didem Madak, bana öyle geliyor ki, hak ettiği itibarı görebilmiş değil henüz. Bu yönüyle onu anlatan bir eser kaleme almak ilk olarak yine bana nasip olur inşallah.

Damla Karakuş: Teşekkür ederim.

Reşit Güngör Kalkan: Teşekkür ederim.

Reşit Güngör Kalkan ile Nuri Pakdil biyografi kitabı üzerine konuştuk #4

Nuri Pakdil – Çiçeklerden Bir Bazuka

Reşit Güngör Kalkan

Okur Kitaplığı Yay.

S.: 528

172 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın