I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Lucius, yirmi iki yaşında bir tıp öğrencisidir. Cerrahlık yeteneklerini geliştirmek için savaş doktoru sıfatıyla gönüllü olarak askere yazılır.
Yüksek donanımlı bir hastanede görev yapmaktır hayali. Ancak Karpat Dağları’nın uzak bir vadisindeki görev yeri tifüs salgınından harap olmuş, kiliseden devşirilmiş derme çatma bir hastanedir. Kendisinden önceki doktorlar kaçmış ve orada bir tek rahibe hemşire Margarete kalmıştır.
Kış Askeri insana beklenmedik edebi zevkler tattırıyor. Daniel Mason, fonda Avrupa’nın dağılışını titizlikle yapılmış araştırmalar ve muhteşem bir canlandırmayla anlatırken bir yandan da birkaç kayıp ruhu bulup onları kolay ulaşılamayacak bir yere doğru götürüyor.
Kış Askeri’nde dönemin tıbbi bilgilerini ve uygulamalarını şok edici ayrıntılarla sayıp döküyor. Roman sık adımlarla hızla ilerliyor, vardığı kapanış da unutulmaz bir şekilde etkileyici. İnsanın aklına bir sürü başka büyük roman geliyor.