• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Zekanın Koçu Bilinçaltı




Bilinçaltıyla Öğrenmeyi Öğrenme

    Bir aile, çocuğunun derslere karşı ilgisiz olduğunu ve özellikle sayısal derslere karşı antipatisinin olduğunu düşünüp bana getirdiler. Bilinçaltı devredeydi ve kötü şartlandırılmıştı. Çocukla konuşmalarımız sırasında bana anlattığı bir anısı beni çözüme yaklaştırmıştı. Çocuk bir matematik probleminin cevabını bulamadığı için babası tarafından arkadaşlarının yanında azarlanmış ve küçük düşürülmüş. Bilinç ve bilinçaltı devreye giriyor ve bağlantı kurmaya başlıyor: “Eğer sayısal derslerde yanlış cevap verirsen azarlanacak ve küçük düşürüleceksin.” Bu çocuğumuzla yaklaşık iki hafta çalıştım. Sene sonunda dersleri, özellikle sayısal dersleri çok iyiydi. Yaptığım uygulama şöyleydi: Çocuk sayısal derslerle aşağılanmak arasında beyninde bir bağlantı kurmuş. Gözlerini kapattım. Gevşeme seansı uyguladım ve çok mutlu olduğu bir anısını zihninde görüntülemesini istedim. Bu arada hazırlamış olduğum sayısal formülleri projeksiyon cihazıyla ekrana yansıttım. Mutlu ve güzel anılarını düşünüp zihninde canlandırdığı esnada gözlerini açtırıp ekrana baktırdım. Bu işlemi 7-8 defa tekrarladım. Çünkü mutlu anısı ile sayısal formüller arasında yeni bir bağlantı kurulması geriyordu ve bağlantıyı kurduk.
Bilinçaltıyla Öğrenme Teknikleri

   Motivasyon çalışması yaptığım TEOG ve ÖSS öğrencilerine direk “Sizinle bugün motivasyon çalışması yapacağım” demem. Güzel ve kıssadan hisse hikayeciklerle başlarım. Bu aşamadan sonra ne söylesem zevkle dinleyecek duruma geliyorlar. Çünkü bilinçaltlarında hoş bir duygu oluşuyor. “Şimdi size dünyanın en zor sorusunu soracağım” diyorum ve tutup çok basit bir soru soruyorum. Tabii ki hemen cevaplıyorlar ve hani çok zordu hocam diye de gülüyorlar. Dikkat ettiyseniz, zor soru ve gülme arasında hoş bir bağlantı… 

Bilinçaltıyla Öğrenme Tekniklerinin Temeli Nedir?

< Okuduklarım ve çalıştıklarım bir türlü aklıma girmiyor.
< Dersleri hiç anlamıyorum, hafızam çok kötü.
< Dersleri anlamadığım için çalışmak istemiyorum.
< Bazı kişiler nasıl oluyor da az bir çalışma ile benden çok daha iyi sonuçlar elde ediyorlar?
< Hafızam gelişmez ki?
< Ben fazla zeki değilim galiba.
< Üniversitenin puanı çok yüksek, oraya sadece zekiler gider, ben gidemem.
< Niye hiçbir şeyi aklımda tutamıyorum?
< Dersler gerçekten çok zor, bunları yapamam…
        Bu tip yakınmaları ve sitemleri çok duy-muşsunuzdur. Genelde insanlar beyin, zeka ve hafızalarının kötü olduğundan şikayet ederler. Burada kendi beynimizin gücü ve kapasitesini fark etmemiz gerekiyor ki bu sorunun cevabını verebilelim. Nasıl oluyor da insanlar müthiş bir hafıza ve beyin gücü isteyen zor bilgisayar oyunlarını başarıyorlar, bölümleri tek tek hafızalarına alıyorlar ve gerektiğinde kullanıyorlar ancak kendilerinin hayatlarını kurtaracak bilgileri öğrenemiyorlar?
     Nasıl oluyor da öğrenciler dersleri zihinlerinde tutamıyorlar da sevdikleri sanatçıların hayatları hakkındaki birçok bilgiyi ve yüzlerce şarkı sözünü hafızalarında tutuyorlar? Nasıl olur da çoğu insan yeni aldığı cihazların kullanımı konusunda müthiş bilgileri tüm ayrıntıları ile zihninde tutuyor fakat hafızam kötü diyerek kendini etiketliyor.
      Kendinizle ilgili çok ilginç ve duygusal anıları mucizevi bir şekilde hatırlıyorsunuz; bazen bir müzik parçası, bazen bir görüntü, belki de bir his sizi çok eskilerden anılara götürüyor ve anıları tüm ayrıntıları ile tekrar yaşıyorsunuz ve hafızanız çok kötü, öyle mi?
      Bilinçaltının temelinde bağlantı kurma vardır. Öğrendikleriniz arasında bağlantı kurarsanız unutmazsınız. Beynimizde nöronlar var. Bütün nöronların arasında bağlantı kurduğunuzda zekâ oluşuyor. Yani ne kadar çok bağlantı kurarsak o kadar çok zeka oluştururuz. Herkeste yaklaşık 100 milyar nöron var ama nöronlar arasındaki bağlantı birleşimi sınırsız. 
     Örneğin, tarih dersini sevmeyen bir öğrenciye Osmanlı İmparatorluğu Duraklama Dönemi’nde hangi ülkelerle savaştı dediğimizde belki öğrenci bunların tamamını hatırlamayabilir. Ama Osmanlı İmparatorluğu Duraklama Dönemi’nde VARİL ile savaştı dediğimde hemen bir gülme başlıyor ve nöronlar vasıtasıyla VARİL ve Duraklama Dönemi savaşları arasında bir bağ oluşuyor. (Viyana-Avusturya-Rusya-…….)
Bilinçaltıyla Öğrenme Teknikleri Herkese Uygulanabilir mi?

Evet, herkese uygulanabilir. Bilinçaltı sadece psikologların tapusunda olan bir konu değildir. En muazzam organımız olan beynin nasıl kullanılacağını öğrenmeliyiz. Eğitimciler bilinçaltını bilmediği için birçok çocuğu harcıyor. Eğitmenler olarak verdiğimiz mesajlar çocuğun beynine ne olarak gidiyor, nasıl sonuçlar doğuruyor, öğrenmemiz lâzım. Anne-babaların da bilinçaltı konusunda etraflıca bilgi almaları gerekir. Çünkü her insan deha beyniyle doğar. 
Bilinçaltı bir bilgisayarın beyni, yani hard diski gibi verileni kaydeder. Eğer anne-baba veya öğretmen sen yapamazsın, beceriksizsin gibi sözlerle çocuğu itham ederse bu sözler çocuğun beyninde kalıcı yerini alır ve bu sefer kendini başarısız, beceriksiz ve işe yaramaz biri olarak görmeye başlar. Halbuki küçük yaşlarda bilinçaltıyla öğrenme eğitimi almış bir öğrenci uzun yıllar bu eğitimin etkisini muhafaza eder.

Etkili Bir Bilinçaltıyla Öğrenme Eğitiminin Süresi Ne Kadardır?

Bilim adamlarına göre bir becerinin alışkanlık halini alma süresi 21 gündür. Fakat kalıcı hale gelme süresini 40 gün olarak değerlendirebiliriz. Öğle öğrenciler var ki, 10 dakikanın sonunda sıkıldım diyorlar. Buradaki sorun konsantrasyon değil dersi nasıl çalışacağını bilememek. Biz çocuklara zihnin çalışma mekanizmasını anlatıp uygulama yaptırabilirsek, başarısız denen öğrenciler dahi Arşimed ya da Edison olabilir. 
Önemli olan, bir gülü yetiştirmek değil, gül tohumunun kendinde var olduğunu bildirmektir.
Genç Gelişim Dergisi