• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Beynimizdeki Denge: Sağ ve Sol Beyin



 http://blog.milliyet.com.tr/nedimtaktak


Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, beynimiz sağ ve sol olmak üzere iki bölümden oluşuyor.
Sağ beyin daha çok bizim bütüne yönelik algımızdır. Hayal gücümüz, yaratıcılığımız buradan beslenir; ilham buradan gelir. Yeryüzündeki sanat anlayışının çıkış noktasıdır sağ beyin. İlahidir; ruhsallığımızı hissettiğimiz, evrenle temasta olduğumuz boyuttur.
Sağ beyni gelişmiş kişilerin olaylara bütünsel bir bakış açısı vardır; detaylardan çok bütünle ilgilenirler ve ona göre bir değerlendirmede bulunurlar. Estetik zeka bu kişilerde gelişmiştir. Bu açıdan sanata yatkınlık söz konusudur.
Sol beyin ise analitik yanımızdır. Durumlarda detaylara odaklanır. Hepsinin ayrı ayrı üzerinde durur, ayrıntıda derinleşir. Konuşma merkezimiz bu yarım kürededir.
Sol beyni gelişmiş kişiler dikkat ve planlama gerektiren işlere yatkındırlar ve başarılı olurlar. Kendilerini sözel olarak ifade etmede başarılıdırlar.
Yaşamın her alanında sağ beyinle hareket etmek kişiye dağınıklık ve özensizlik şeklinde yansıyabilir. Yaşama çok fazla sol beyinle yaklaşmak ise sıkıcı ve yavaşlatıcı olabilir. Ayrıca aşırı sol beyinli kişiler her detaya hakim olmak istediklerinden aşırı kontrolcü bir kişiliğe bürünebilirler.
İdeal olan, kişinin duruma ve bağlama göre hangi yanını kullanacağını seçmesi ve iki beynin birbiriyle iletişimini sağlamasıdır. Beyinde, iki yarım küre arasında bilgi alışverişini sağlayan Corpus Callosum denilen kısım sayesinde bu iletişim gerçekleşir.
Bu şu demektir; bir işle ilgili çözüm ve yaratım gerektiren durumlarda sağ beyin; planlama, düzenleme ve karar noktasında sol beyin devrede olmalıdır. Yeni bakış açısına ihtiyaç duyduğumuz  bir durumda sorgulayıcı sol beynin devrede olması bizim bütünden çekeceğimiz ilhama engel olur. Planlama ve karar noktasında da sağ beynin devrede olması gerçekçi olmamızı engelleyebilir ya da dağılmamıza sebep olabilir.
Belki bir örnekle daha iyi anlaşılabilir; şu an ben bu yazıyı yazarken bilgiler ve cümleler aklıma geldiği gibi, hiçbir hata ve yanlış aramadan, noktalama işaretine, yazım kurallarına dikkat etmeden  kağıda aktarıyorum. Tamamen ilhamın ve yaratımın ellerine bırakıyorum. Devrede olan sağ beyin.
Biraz sonra bu akma işlemini tamamladıktan sonra noktalama, imla kuralları, cümle düşüklükleri kontrolü, vb…açısından  sol beyni devreye sokmam gerekiyor ki, yazı okunabilir ve anlaşılabilir olsun. Eğer sol beynin yargılayıcılığını yaratım esnasında kullansam ilhamın çekip gideceğini tahmin edersiniz.
Yaşam içerisinde yaptığımız bütün işlere bu modeli uyarlayabiliriz.
Sağ ve sol beyin sinerjisini yaşadığımız bir yaşama…
Sevgiyle...

Hilal Usta