• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nedim.taktak
  • https://twitter.com/nedimtaktak

Dikkat Öğreniyorum

Evet dikkat ile öğreniyoruz… 

Çocuğunuz youtube’da bir videoya takıldı kaldı. Gözünü ayırmadan izledi, hatta başa alıp tekrar izledi. Öyle ki, biraz sonra heyecan içinde size videoyu anlatırken neredeyse kelimesi kelimesine videoyu ezberlemişti. Nasıl oldu da o beş dakikalık video aklına kazındı? Madem sadece izleyerek, dinleyerek öğrenilebiliyor, neden örneğin tarih öğretmeninin anlattıkları aklında kalmıyor?

Cevap basit: çünkü konu dikkatini çekmiyor ve dersi videoyu seyrettiği gibi odaklanmış biçimde dinlemiyor!

İşte, dikkat dediğimizde ne kast ediliyor, bunu tanımlayarak başlayalım. Dikkat, doğuştan sahip olduğumuz, içinde pek çok farklı işlevi barındıran oldukça karmaşık bir kavram. Herhangi bir uyarıcının farkında olmak olarak tanımlayabiliriz.

Uyarılmışlık, uyanıklık, odaklanma, motivasyon, uyaranın seçimi, uygun olmayan uyaranın dışlanması, iç denetim ve gerektiğinde durdurma gibi bileşenlerden oluşuyor.

Dikkat aslında beynimizin fonksiyonlarındandır:


Beynin, belli bir amaca yönelik olarak yoğunlaştığımız, istemli konsantrasyonun gerçekleştiği bölümü prefrontal kortekstir. Örneğin, aç olduğumuzda yemek yiyebileceğimiz yerlerin dikkatimizi çekmesi gibi. 
Beyinde ani reaksiyon gerektiren olayları yöneten, istemsiz dikkatin gerçekleştiği alan ise parietal kortekstir. Örneğin odadaki kokunun ya da çalan zilin dikkatimizi çekmesi gibi.
RAS (retiküler aktive edici sistem) denilen beynin uyku - uyanıklık durumları arasındaki geçişleri ayarlayan bölümü ise dışarıdan gelen uyarılara bağlı olarak uyumayanı uyutma, uyuyanı uyandırma ve dikkatini odaklamasına yardımcı olma gibi işlevleri yürütüyor.

Bu üç alan da farklı oranlarda dikkatin farklı bileşenlerini, dolayısıyla öğrenmeyi etkiliyor. Peki öğrenmek nedir? Öğrenmek, yeni bir bilgiyi almak, eskilerle birleştirmek, depolamak ve uygulamaya almak süreçlerini içeriyor.

Öğrenme sürecinde dikkatin bileşenleri arasında dikkati uygun uyarana yönlendirme, dikkat süresini koruma ve motivasyon öne çıkıyor. Dikkatin sürekliliğine, yani dikkati bir süre koruyabilmeye odaklanma, yoğunlaşma ya da konsantrasyon diye tanımlayabiliriz.

İşte çocuğunuzun youtube videosu seyrederken yaptığı da bu: ilgi alanına giren bir konuda, dikkatini koruyarak videoyu izlemek! 
Yani, çocuğumuzun ya da öğrencimizin öğrenmesini istiyorsak, onu motive edecek, dikkatini çekecek, ilgisini korumasını sağlayacak yöntemler bulmamız gerekiyor.


Öğrenme için belli bir dikkat süresi vermek zor, yani “ kişi 10 dakika dikkatini koruyabilirse öğrenMe gerçekleşir” gibi ifadeler kullanamayız. Hatta dikkatin tanımı çoğu yerde “gereken işe gerektiği kadar odaklanabilmektir,” olarak yapılıyor. Bebekler doğdukları ilk günden itibaren dünyayı keşfetmek ve becerilerini geliştirmek için çevrelerine dikkatle bakarlar. Bu başlarda kısacık sürelerken, büyüdükçe dikkatlerini daha uzun süre koruyabilirler. Okul öncesinde 5-10 dakika ile sınırlı olan dikkat süresi okul dönemindeki çocuklarda 20 dakikaya kadar uzayabilir. Öğrenme için gereken dikkat süresi yaşın yanı sıra, konuya, kapsama, kişiye göre de değişkenlik gösterir. 

Dikkat süresi demişken, dikkati sürdürememe haline de “dikkat eksikliği” deniyor. Son yıllarda eskiye nazaran daha sıklıkla duyduğumuz bir terim. Eskiden kolaya kaçarak tembel, ilgisiz, yaramaz ya da aklı havada diye yaftalanan çocukların, aslında yönetici işlevlerinin farklı işleyişi sebebiyle dikkatini yönetme konusunda sorun yaşadıkları ARTIK anlaşıldı. Her geçen gün Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) teşhisi konmuş kişilerin sayısı artıyor.

Meğer ilgisiz çocuk yokmuş, ilgisini yönetmeyi bilemeyen çocuk varmış. 

Madem dikkat süresi ve bu süreyi koruyabilmek öğrenmenin olmazsa olmazı, dikkat eksikliği yaşayanlar, konsantre olamayanlar, odağı hemen dağılanlar öğrenemeyecekler mi? Tabii ki hayır, odaklanmak doğuştan gelen bir beceri olduğu kadar, zaman içinde de geliştirilebilen bir yetenek. Herkes aynı şeye aynı sürede dikkat gösterebilecek şekilde doğmuyor, zaten belki de ilgi alanı değil. Ama odaklanma öğrenebilir ya da öğretebilir bir beceri.

Odaklanmayı öğreterek, belki de öğrenme sorunu yaşayan öğrencinizin ya da çocuğunuzun bu durumunu aşmasına yardımcı olabilirsiniz! Beyinde dikkat mekanizmasının nasıl işlediğini anlayabilirsek, öğrencilerimize çocuklarımıza daha verimli şekilde yardımcı olabiliriz. Birkaç öneri için buyrun “Odağı Uzuuuuun Süre Koruyabilmek Hayal mi?” yazıma.